16.Bölüm"büyük kavga"

435 14 2
                                    

Kağan beni eve bıraktıktan sonra kendimi direk yatağa attım uyandığımda yaptığım onca şeyden sonra hayatıma nasıl devam edicektim bilmiyorum  her seferinde ondan Nefret ettiğimi söylüyorum fakat bir şekilde yanımda buluyorum onu sabah başımın zonklamasıyla uyandım yaklaşık 3 gündür okula gitmemiştim iyice dersleri boşlamıştım sene sonu ne yapacaktım bilmiyorum sınavlar pek önemli değil sonuçta türk milleti sınava bir gün kala doğrusu sınav günün akşamı 400 sayfalık bir kitabı ezberliyebiliyor demi bende birşeyler yapabilirim demi bunca zaman her zaman düzenli bir şekilde çalıştım şimdi de öyle olması gerekiyordu fakat ben ne yapıyorum barlara gidip sarhoş oluyorum milleti takip ediyorum falan falan sayabilirim üstümü giyinmek için ayağa kalkacağım sırada başım öyle bir ağrıdı ki anlatamam resmen beynimin içinde düğün var sandım Zoraki olsada ayağı kalkıp banyoya gittim üstümü giyinip aşağı indim kendime acı bir kahve yaptım iyi gelmişti çantamı aldım kapıyı açtım ayakkabılarımı giyip aşağı indiğimde sokağın başında Bir kalabalık vardı acaba ne olmuştu  gerçekten merak ediyorum ayaklarım beni oraya doğru götürüyordu beni oraya iten birşey vardı acaba ne oldu derken adımı duydum
"Buket ne oluyor kızım orda"yağmurdu
"Bilmiyorum knk gel bakalım" Beraber her geçen zamanda kalabalıklaşan kalabalığa doğru yürüdük  bunlar kağan ve cemlerdi sanırım hiç iyi şeyler olmicaktı burda onları izlemeye başladım kağan heran saldırıya hazırmış gibi yumuruklarını sıkmıştı evet aklıma tüküreyim ben tam bunları düşündüğüm sırada çığlıklar koptu baya bildiğiniz kavga ediyorlar fakat kimse ayırmıyordu birinden birine kesinlikle Bir şey olacaktı ne olur kağanlara birşey olmasın kağan, Burak, doğu ve batı bir köşede cem, arda, emre bir çocuk daha vardı birbirlerine girdiler cemlerin çetesi dayak yiyen taraf oldu herkes dağılmıştı fakat cem ve kağan üst üste binmişlerdi cem alta kağan üste ceme yumruk vuruyordu kağan hiç dayak yememişti uğultular duydum kağan "buketten Uzak dur olum bu daha hiçbir şey yoksa"ne yani benim yüzümden mi kavga ediyorlardı kahretsin kağan ceme vurduktan sonra ayağa kalkacağı sırada cemin elinde ne vardı öyle hayır Allah'ım hayır ne olur birşey yapmasın bağırdım"KAĞAN"dedim fakat arkasına dönene kadar kağanı bıçakladı kahretsin daha geçen gün elimi kalbinin üstüne koymuştum burası taş kesilmiş demiştim şuan söylediklerime o kadar pişman oldum ki anlatamam kağan yere yığıldı ilk defa onu yenilirken gördüm ağzından kanlar geliyordu yanına gittim ağlıyordum hemde çok doğu batı ve Burak yanımıza geldi onlarda üzgündü Burak kağanın bileğine dokundu bağırmaya başladı"şu sikitigimin ambulansın arayın lan hemen"şükür yaşıyordu gözlerini açtı gözlerimin en derinliklerine doğru baktı zorda olsa konuşmaya başladı öksürüyordu her oksürdüğünde ağzından daha çok kan geliyordu ellerini yanaklarıma koydu
"Seninle daha dalga geçicektim"durdu öksürdü devam etti"bu böyle olmadı prenses affet herşey için üzdüm seni"
Daha da ağlamam şiddetlendi benimde birşeyler demem gerekiyordu fakat susuyordum gözleri kapanıyordu veda ediyor gibi konuşuyordu hayır ölme
"Kağan hiçbirşey umurumda değil ölme lütfen ölme bırakma beni iyleşiceksin tekrardan ukalalığına devam ediceksin"
Güldüm güldüğüm sırada gözleri kapandı daha çok ağladım artık yanaklarım sırılsıklam olmuştu ambulanstakiler yardım etmeye geldiklerinde kağanın yanına oturmuş ellerini ellerime kitlemiştim çektiler eline elimden içimden bir şeyler koptu sandım bende onlarla ayağa kalktım bu sırada herkes dağılmıştı kimse tanıklık yapmak istemiyordu Burak, doğu ve batı sadece izliyorlardı köşede ağlamak istiyorlardı fakat ağlamıyorlardı lânet olsun ki gururları vardı onların ağlamak kötü birşey değildi ambulansa götürdüler kağanı ambulans şoförü"kim geliyor acele edin durum kritik"herkes bana bakıyordu yağmur ilk kez konuştu o bile ağlıyordu"Buket sen git canım"kafamı salladım buraklara baktım nede olsa çocukluk arkadaşıydı güven verircesine kafasını salladı yağmur konuştu"hastenede sizi beklicem güçlü ol birşey olmicak "tamam dedim Burakla yağmuru İlk defa konuşurken gördüm "sende bizimle gel beraber gidelim"yağmur başını salladı benle kağan ambulansa buraklarda kağanın arabasını aldılar hastaneye nasıl geldik bilmiyorum kağanın göğsüne birsürü şey yapıştırmışlardı elinde de maşa gibi bir şey vardı burnundan hortumlar ağzında oksijeni tüpü Allah'ım ne oldu böyle beynimi kağanın sözleri doldurdu bukketen uzak duracaksın yoksa bu yaptıklarım hiçbirşey Allah benim belamı versin hepsi benim yüzümden ama neden kağanı Ameliyathaneye aldılar hepimiz ordaydık kağanı bekliyorduk yaklaşık üç saat bekledik kimse konuşmuyordu herkes köşesinde sessizce duruyordu sanki konuşsalar kağana birşey olucakmış gibi o sırada kapı açıldı hepimiz ayağa kalktık koşar adımlarla doktorun yanına gittik yaşlı Bir adamdı her halinden bilge biri olduğu belli oluyordu "ne oldu niye çıktınız yaşıyor mu kağan orda tek yapamaz ne olur gidim bırakın"yağmur omzumu sıvazlıyordu doğu ve batı iki yanımdan tutmuş bana sarılıyorlardı bugünün bitmesinin herşeyden çok istiyordum doktor konuşmaya başladı
"Sakin olun sevgiliniz ölmedi fakat"sustu söylediği herşeyi es geçtim sadece fakat ne ne diye düşündüm konuştu
"Fakat kendine gelmesi uzun sürebilir bıçak kalbe gelmiş beyin fonksiyonlarını etkilemiş olma ihtimali yüksek"neyce konuşuyordu bu adam Burak konuştu
"Nasıl yani adam gibi anlat doktor"bağırdı o kadar çok bağırdı ki korktum fakat bunu belli etmedim
"Bakın sakin olun tam birşey yok şuan yoğun bakıma alıyoruz belki yarın belki bir hafta belli Bir süre uyandıktan sonra ki fonksiyonu önemli bilinci iyiyse çabuk toparlanır diğer türlü biraz zaman gerekebilir"yani kağan hiçbirimizi tanımlayabilir bizi yabancı biriymişiz gibi görecekti bugün hayatımın en kötü günlerinden biriydi "iyi olacak" dedim kendi kendime teselli ediyordum doktor konuştu"bakın arkadaşınız çok güçlü beklediğimizden daha iyi geçti ameliyat biz masadan kalkmaz sanıyorduk fakat güçlükle hayata tutunmak için çabalıyordu buda başarılı oldu" içime su serpildi sandım bu adam ters mi böyle başta söylemesi gereken şeyi neden sonra söylüyordu ki manyak ya diye geçirdim içimden yanımızdan ayrıldı birsüre sonra kağan sedyeyle yanımızdan gitti heryeri kan olmuştu kalbinin orası onarılmış gibi sargıya alınmıştı hala çok yakışıklıydı göğüsün ordaki tüm dövmeler gözler önüne serilmişti keşke diye geçirdim içimden onunla farklı yerlerde farklı şartlarda tanışabilseydik kağanı yoğun bakıma getirdiler makinaya bağladılar kalp atışları kapı açık olduğu için kulaklarımı doldurdu bu müthiş müthiş birşey diye geçirdim fakat çok yavaştı kalp ritmi çok zayıf gibiydi doktor çıktı konuşmasına izin vermedim direk konuya daldım
"Kalp ritmi çok yavaş değil mi"ağladım
"Malesef aldığı darbeden etkili kalbi taş kesilmiş misali atmak istiyor fakat beyni onu öldürmek istiyor"sustum yanımızdan gitti doktorun söyledileri beynimi darmaduman etti sarhoş olduğum geceden birşeyler hatırlıyordum bunlardan biride kağan söylediğim seni kalbin taş kesilmiş bu Sözleri yüzüme tokat gibi çarpmıştı doktor beni öylece bırakıp gitmişti şuan onun yerinde ben orda olabilirdim bunun için herşeyimi verirdim yağmur beni teselli etmeye çalışıyordu fakat onu duymuyordum kendimi bir sandalyeye attım kağan uyanmadan bana huzur yoktu.
*********
sesler duydum bağırış çağırış sesleri acaba ne oluyordu diye merak ettim biran nerde olduğumu hatırlamaya çalıştım hastanedeydim kağan yaralanmıştı ama ama olmaz hayır hayır Burak,doğu, batı, yağmur sanırım diğerleri kağanın tanıdıklarıydı herkes ağlıyor ama kağan iyi olacaktı doktor iyi olucak güçlü biriyse iyleşir demişti ama iyleşmedi kağan tanıdığım en güçlü insandı ama neden işe yaramadı neden iyleşmedi neden beni bırakıp gitti o da beni herkes gibi bırakıp gitti o kadar ağlıyordum ki yüzüm adeta yıkanmış gibi sırılsıklam olmuştu herşeye dayanırım ama onun yokluğuna dayanamam ben daha onun yüzüne bakıp kağan gamzelerin çok güzel dicektim biz beraber plan yapmıştık daha onu bile doğru düzgün becerememiştim beni yanlız başıma bırakıp hiçbir yere gidemez olamaz dedim çok geçti yoğun bakımın oraya gittiğimde kağanın yüzünü çarşafla örtüler bağırdım"hayır hayır nefes alamaz kağan öyle lütfen yapmayın" diyordum beni duymuyorlardı Burak yağmura sarılmış ağlıyordu doğu ve batıda birbirlerine sarılmışlardı ama ben ben benim sarılıcak kimsem yoktu onu benden canice aldılar şimdi de götürmeye çalışıyorlardı buna asla izin veremezdim kağanı odadan çıkardılar bağırdım hayır bırakın onu hayır...
********
"Buket bebeğim sakin ol kağan burda Yok birşey kabus gördün"bu neydi böyle şimdi kağan ölmedi mi yani yaşıyor muydu ne kadar süredir uyuyorum bilmiyordum ama birdaha kağan uyanmadan asla uyumak yoktu tekrar kâbus göreceğime emindim koşarak kağanın olduğu yoğun bakıma doğru baktım kağan yavaş yavaş gözlerini açtı ama bu çok erkendi doktor bir haftadan önce kendine gelmez demişti fakat daha bir gün olmuştu bu kadar çabuk uyanması beni şaşırtığı kadar da mutlu etti bağırdım"kağan uyandı kağan uyandı"hepsi koşarak yanıma geldi herkes birbirine sarıldı doktor kağanın odasına girdi birşeylere bakıp çıktı yüzüne bir gülümseme geldi "geçmiş olsun hastamız kendinde beklediğimiz gibi kötü bir şey olmadı bu kadar çabuk uyanmasını hiç beklemiyorduk" diyip uzaklaştı hemşireye "yanına gidebilir miyim"yalvaran gözlerle baktım hemşireye "tamam ama kısa bir süre"başımı onaylar şekilde salladım önlük giydirdiler maske taktım odaya girdim Kağan gözlerini kırpmadan bana doğru bakıyordu yanına yaklaştım tereddüt etsem de elini tuttum kaskatı kesilmişti ama birşey demedi konuştum

Piskopat SevgilimWhere stories live. Discover now