7. BÖLÜM: KÜLDEN HAYALLER

1.1K 65 141
                                    




Bölüm arası yorumlarınızı ve beğenilerinizi bekliyorum. İyi okumalar.



"Yalnızlık ve ıssızlık, insanların tüm kötülüklerinin bir anda, duyumsanmasalar bile görülmelerini sağlar."
Arthur Schopenhauer

🦢

The Wisp Sings - Winter Aid



7. KÜLDEN HAYALLER


KENDİMİ öyle çok uzak tuttum ki herkesten, yabancılaştım insanlara. Sırt çevirdim. Gözlerimin önünde geçip giden hayat ekseninde, epey uzak bir yolun kenarında bekleyen bir yabancıydım ben onlar için. İnsanlardan uzaklaştıkça kendime döndüm, kendimi irdeledim.

Kendi benliğime yakınlaştıkça daha da özümsedim düşüncelerimi. Düşüncelerim beni çıkmaz sokakların bir ucunda bıraktığında ise sessizleştim. Sessizlik, derin bir iz bıraktı yüreğimde, kazıyarak dahi olsa o izi silemezdim.

Benim evim, zihnimdi. Düşüncelerim dostlarım, hayal gücüm ise geleceğimdi.

Nice insanlar biriktirenler vardı, bir de benim gibi kendi içine kapananlar. Uzaklaşmak başlarda zordu, cesaret istiyordu yalnızlık. Kendini hapsettiğin o dairenin içinden çıkmamak epey yoruyordu. Aklın karışıyordu, bir akıl hocasına ihtiyaç duyuyordun. Ancak kendinden başka birinin sana yardım edemeyeceğini kabullendiğinde özgürleşiyorsun. Özgürlük, ruhunu serbest kılıyor. Ve sen, gerçek senle tanışıyorsun, ruhunun özü ile.

Karhan az önce söylediğim sözler üzerine afallamıştı. Gözleri şaşkınlıkla beni takip etti. Bir gün gerçekleşeceğinden korktuğum lanetimin aslında kabuslarımda kendi ölümümü gerçekten görecek olmam olduğunu elbette bilmiyordu. Ya da ölümü yaklaşan insanların ölümünü hissettiğimi de bilmiyordu. Yalnızca ananemi gördüğümü biliyordu. Onu kabuslarımda gördüğümü söylemiştim ama ayrıntılı anlatmamıştım.

Bana inanmamıştı. Kendi kafamda kurduğumu düşünüyordu. Yanılıyordu. Ancak bunu ona söylemedim. Hayatımızdaki insanlara kendimiz hakkında ne kadar bilgi verirsek, bunu zamanı geldiğinde bize karşı kullanabileceklerini düşünürdüm. Temkinliydim.

Arabaya bineli henüz yarım saat olmuştu. Üzerimdeki nemli kabanı çıkarıp arka koltuklardan birine atmıştım. Isınmıştım ve bedenimin uyuşukluğu geçmeye başlamıştı. Ayakkabılarım kurumuş, saçlarım da ani ısınmanın etkisiyle dalga dalga olmuşlardı. Kahküllerim yüzümün orta yerine dağılmışlardı. Aynadan görüntüme baktığımda epey hırpalanmış gibi görünüyordum. Aldırmadım.

Karhan'a dönüp baktığımda onu gördüğüm her an gibi yine sessizdi. Tek eli direksiyondaydı, diğeriyle arada telefonuna bakıyordu. Ben de bakmak istedim ancak çoktan şarjım bitmişti. Tanıdığım kimsenin numarasını ezbere bilmediğimden ondan telefonunu isteyemedim. Zaten arayamayacaktım.

Hafızam son birkaç yıldır epey zayıftı. B12 eksikliğim olduğunu söylemişti bir keresinde Ilgın. Ancak kan vermeye olan korkumdan dolayı henüz baktırmaya gidememiştim. Mümkün olduğunca da erteliyordum.

Yorgunluğum baş göstermişti yine. Hem yorgundum hem de uykusuz. Neyse ki konakta yediğimiz yemek beni diri tutmuştu. O yemeği yediğime şükretmeliydim. Bir de bu yorgunluğun üzerine açlığı düşünemiyordum.

KAHRAWhere stories live. Discover now