30. YÜZLEŞME

319 25 34
                                    







Yeni bölüm geldi!...Lütfen oy vermeyi ve yorumlamayı unutmayın.

Müziklerimizi dinliyor musunuz? Her bölüme özel seçtiğim müzik listemi Spotify hesabımda perahill ismini aratarak bulabilirsiniz. Çalma listemiz "feels like love finally called mu name"

Keyifli okumalar (ノ^_^)ノ


"Hayal kırıklığı ve acı, düşünceleri geçmişe götürür."
Ivo Andriç


🦢


Carry on- Pierre Danae



♫ Carry on- Pierre Danae

Oops! This image does not follow our content guidelines. To continue publishing, please remove it or upload a different image.







30. YÜZLEŞME



Babamın aklımdan silinmeyen görüntüsü, Karhan'ın odaya sakince girişi ve babamın hayatına son vermeyi düşündüğü sandalyeye çıkışı aklımdan silinmek bilmiyordu. Her şey sadece on saniyede gerçekleşmişti. Ancak etkisi ise uzun süre aklımda yer edecekti.

Ayaklarım beni taşıyamayacak kadar ağırlaştığında yere eğildim ve dizlerimin üzerine oturdum. Neden böyle bir şey yapmıştı? Neden bana yalan söylüyordu? Kalbim on parçaya ayrılmış, her biri ayrı bir köşeye itilmişti. Nefes alamıyordum, bulunduğum hava öyle bir yoğunlaşmıştı ki boğulduğumu hissediyordum. Şu an tek istediğim şey vardı, geçmişime dönmek. Ancak o kadar imkansız bir düşünceydi ki kalbim daha da parçalandı.

Sakinleşmeye ihtiyacım vardı. Ancak yerden kalkamıyordum. Karhan'ın çalışma masasının üzerindeki saate baktım. Henüz çok erkendi, bu saatte ne yapacaktım ki. Düşünmeliydim. Ayağa güçlükle kalktım ve diski cebime yerleştirip telefonumu elime alarak, tek kişilik koltuğa kuruldum. Derin nefes aldığımda elimde titreyen telefona baktım. Barlas arıyordu. Bana bunu yapmasının nedeni Karhan'dan nefret etmesiydi, ancak bunu bilerek bana neden daha önce söylememişti? Ve neden bu kaydı elinde tutuyordu? Peki ya Aleksander o neden böyle bir şey yapmıştı?

Barlas'ın aramasını reddedip Aleksander'ı aradım. Saatin kaç olduğu umurumda değildi. Onunla yüzleşecektim, ancak birkaç kere çalsa da telefonu açmadı. O anki sinirle elimdeki telefonu yere fırlattım. Yere sertçe çarpmıştı. Gözüm yerdeki telefonda öylece durdu. Ne kadar süre geçtiğinin farkında değildim, ancak belli bir süre hiçbir şey yapamadım. Öylece kıvrıldığımda koltukta gözlerim ağırlaşmaya başladığında, uyuyakalmıştım.

Gözlerimi açtığımda sabah olmuş olmalıydı, oda aydınlanıyordu. Kararmış perdelerin arasından gün ışığı sızmaya çalışmıştı. Bu sırada odanın dışından gelen sesleri duyuyordum. Polina'nın neşeyle konuşması üzerine dikkat kesildim. Ozan ile atışıyor olmalılardı. Ancak onlara karşı da tavrım şu an normal olamayacaktı.

KAHRAWhere stories live. Discover now