O, cehenneme giden yolda yürüyen bir yabancı.
Harlı alevlerle kuşatılmış, hoyrat, kaba, duygusuz ve yalancı. Ne bir kasırga yıkabilir onu, ne de küçük bir kıyamet, Onu alt edebilecek belki de sadece tek bir nefes.
Tüm hayatı birkaç sayfalık henüz...
#kahra etiketiyle bizi Twitter'da paylaşırsanız çok sevinirim.
Keyifle okuyun. (๑˃̵ᴗ˂̵)ﻭ
"Zorunluluk değil, hırs değil... hayır, güce karşı duyulan tutku insanların şeytanıdır." Friedrich Nietzsche
🦢
♫ I Lied - Lord Huron
Oops! This image does not follow our content guidelines. To continue publishing, please remove it or upload a different image.
20. KARHAN ONAT
"Kızı bulduk!"
O an, yalnızca iki kelimeyle tüm dünyamın altüst olacağını ve artık hiçbir şeyin eskisi gibi olmayacağını biliyordum. O iki kelime, o kadar güçlü ve anlamlıydı ki, duyduğum anda içimde heyecan ve belirsizlik dolu bir fırtına başladığını hissetmiştim.
O gün.
Eylül ayının, beklenen sonbaharın, ilk günleriydi.
Toplantı odasının kapısının önünde, hızlı adımlarla dolanan birkaç kişinin heyecanlı sesleri yankılanırken, önümdeki evraklarla boğuşuyordum. Parmaklarımın arasında sıkışan kağıtlar, zihnimi meşgul eden yeni gelişmeyle bir an için unutulmuştu.
Gözlerim evrakların üzerinde kaybolmuşken, önümde son birkaç haftadır tek bir dosya vardı: "Kordaylar". Korday ailesi, neredeyse her sektörde etkisi olan, Onat ailesinin sahip olduğu kadar değerli hisselere sahip bir güç merkeziydi ve Korday şirketlerinin önde gelen isimleri son bir haftadır dikkatimdeydi.
Görevim belliydi: Onları yok etmek. Bu düşünce bile içimde garip bir etki yarattı; hem kararlılık hem de tereddüt vardı. Çünkü bu görev, hayatımın en kritik anlarından biriydi ve geleceğimizi şekillendirecekti.
Tüm rakipleri nasıl elediğimi ve sektörde nasıl tek başına ayakta kalmayı başardığımı düşünerek, aynı kararlılıkla ilerlemeye devam etmekten başka bir düşüncem yoktu. Zira geçmiş başarılarım, beni bugünlere taşıyan unsurların gücünü ve etkisini yansıtıyordu. Ancak önümde, tüm geleceğimi belirleyecek kritik bir adım vardı: Yaman Korday'ı oyunun içine çekmek.
Ancak, planlarım istediğim gibi gitmedi. Yaman Korday ile yapacağımız toplantı öncesinde aldığım haber, tüm dünyamı altüst etti. O gün, rezil olmuş bir şekilde geçmişti. Yaman Korday, intihar etmişti. Onun ani kaybı, sadece kendini değil, tüm şirketleri de etkiledi. O güçlü, kararlı adamın artık aramızda olmadığını kabul etmek ilk başta benim için bile kolay değildi. Ona hem imreniyor hem de ondan nefret ediyordum.
Haber, hisselerin hızla değer kaybettiğini gösteriyordu. Yaman Korday'ın ardından şirketinin kontrolü kaybolmuş, hisseler çakılmıştı. Bir zamanlar sahip olduğu değerli varlıklar artık haciz tehlikesiyle karşı karşıyaydı. Bu durum, benim için sadece bir rakip kaybetmek anlamına gelmiyordu. Onunla yapmayı planladığım oyun, hiçbir zaman gerçekleşmeyecek demek de oluyordu.
