Daha çok kişiye ulaşmak için #kahra etiketiyle bizi Twitter'da paylaşırsanız çok sevinirim. Keyifle okuyun.
¯\_( ͡╯ ͜ʖ ͡╰)_/¯Zihin doğru ve adaletli olanı özgürce bulabilir, seçebilir ve gösterebilir - işlevi burada son bulur. Daha fazlası elinden gelmez. Doğru olanın yapılması ve yanlış olanın kenara atılması gerektiğine karar verme gücüne sahip değildir.
Mark Twain🦢
♫ Can't Be By Myself- Novo Amor
♫ Hold Me Tight - Berlinist♫ Day By Day- Old Sea Brigade
15. GÖĞÜS KAFESİNDEKİ BOŞLUK
ZİHNİM, hızlı bir nehir gibi akan düşüncelerimi birbirine karıştıran ve beni bir labirentin içinde sıkışmış gibi hissettiren. Her an, yeni bir düşünce dalga dalga gelip beni etkisi altına alıyordu. Korkularım, endişelerim, umutlarım ve hayallerim arasında savruluyordum.Bazen geçmişin acı dolu anıları, zihnimin karanlık köşelerinde ansızın beliriyordu. Kayıplarım, pişmanlıklarım ve hatalarım sanki bir hayalet gibi beni rahatsız ediyordu. Onlarla yüzleşmek, cesaretimi sınıyor, ama aynı zamanda güçlenmeme de yardımcı oluyordu. Geçmiş, beni şekillendiren ve öğretici bir dersti aynı zamanda. Diğer anlarda, geleceğe dair belirsizlikler ve endişeler zihnimde dönüp duruyordu.
Hayallerim ve hedeflerim. Korkularımın arasında sıkışıp kalmışlardı. Ne yapacağımı, nereye gideceğimi bilmezken, bir umut ışığının beni ileriye doğru itmeye devam etmesini diliyordum.
Ve işte şu anın karmaşıklığı... Zihnim, geçmişle gelecek arasında sıkışmış durumda, şimdiki anın değerini kavramakta zorlanıyorum. Zamanın hızla geçtiğini fark ediyor, anların kayıp gittiğini düşünüyorum.
Daha birkaç dakika önce Barlas ve Orgunay ailesiyle pazarlık yaparken, şimdi Karhan'ın bana doğrulttuğu tabancanın namlusuna gözümü dikiyordum. O an, bir sessizlik yıkıp geçti ikimizi de. Söylenmek isteyip söylenemeyenler kalmıştı içimizde, dudaklarımızın kuruyan kenarlarına yapışmıştı kelimeler. Aklımda dönüp dolaşan soruları sormadan cevaplarını aramıştım gözlerinde. Ortamızdaki tabanca ise tüm soğukluğu ile aramızda olmaya devam ediyordu.
"Burada ne yapıyorsun?" dedi soğuk bir ses tonuyla. Daha önce böyle bir yüz ifadesine büründüğünü ilk defa görüyordum, şaşkındım ve de öfkeli.
"Kendi evimde mi?"
Tek kaşım havada, şaşkınlıkla dolu gözlerimle ona baktım. Yüzüme döndüğünde yüzünde bir soğukluk belirdi ve birkaç adım öne doğru atarak tam karşımda durdu. Gözlerindeki yoğunluk ve kararlılık, içimde endişe yaratan bir karmaşaydı. Dudakları kurumuştu, bense bir an önce yanıtını bekliyordum ve vücudum öfkeyle dalgalanıyordu.
YOU ARE READING
KAHRA
General FictionO, cehenneme giden yolda yürüyen bir yabancı. Harlı alevlerle kuşatılmış, hoyrat, kaba, duygusuz ve yalancı. Ne bir kasırga yıkabilir onu, ne de küçük bir kıyamet, Onu alt edebilecek belki de sadece tek bir nefes. Tüm hayatı birkaç sayfalık henüz...