3. B Ö L Ü M

37.8K 1.2K 315
                                    

Kapı yumruklanarak çalıyordu. İrkilerek kalktığımda havanın daha aydınlanmadığını fark ettim. Annemde korku dolu gözlerle bana bakarken kapıya koştum.

Benden birkaç yaş büyük bir kadın kollarını birbirine bağlayıp bana baktı.

"Hadi kalk! Kahvaltı hazırlanacak!" Dedi. Konuşma tarzı bir yana hava daha aydınlanmadan ne kahvaltısı?

"Kahvaltı mı?" Dedim.

Bi kapının kapanma sesi duyuldu. Nazlı hırkasını giyerken

"Vildan ben uyandırırdım Verda'yı. Sen geç mutfağa biz geliriz." Dedi. Vildan gözlerini devirerek yanımızdan ayrıldı. Şaşkınlıkla Nazlı'ya bakarak

"Saat kaç? Bu kadın kahvaltı hazırlanacak dedi."

"Bu konakta böyle sabah namazı kılınır sonra evin hanımları mutfakta kahvaltı hazırlar." Dedi tebessümle.

"Hadi Verda! Iraz anadan azar mı işitmek istiyorsun giy ceketini gidelim mutfağa." Başımı sallayıp ceket aldım anneme durumu açıklayıp odadan çıktım.

Mutfağa giderken aklıma dün oda da gördüğüm engelli kız çocuğu geldi. O kızın kim olduğunu deli gibi merak ediyorum ama Nazlı'ya sormaya çekiniyorum. Ya senin ne işin var diyip bana düşman kesilirse?

"Nazlı kaç çocuk var konakta?" Diye sordum.

"Bende 4 çocuk var. Sadece en küçüğü kız. Vildan Aran'ın yani üç numaranın eşi onda da 3 çocuk var. Üçü de oğlan tabi baya baya babası kılıklılar ama. Sait'in de eşi Simay'da üçüncüye hamile ikisi kızdı yolda ki erkek." Dedi büyük heyecanla.

Engelli bir kızdan bahsetmedi.

Mutfağa girdiğimizde daha da şaşırdım. Herkes öyle bir çabayla mutfakta bir şeyler hazırlıyorlardı ki bu paniklerine anlam veremedim. Gün daha aydınlanmadı bile?

"Bakma öyle al şunları kızart!" Dedi Iraz ana.

Hamurları alıp kızartırken mutfakta ki herkes benden uzak durmaya çalışıyor gibiydiler. Hastalıklıymışım gibi...

Büyük çabalar sonucu bir kuş sütünün eksik olduğu masa hazırlanmıştı. Hava aydınlanmış saat altı olmuştu.

Evdeki bütün erkekler çalışıyordu. Aile boyu kuyumcu dükkanları başta olmak üzere birkaç dükkana sahiplerdi. Bütün dükkanları toparlayan bir de şirketleri.

Herkes masada ki yerini aldı. Kahvaltıyı hazırlarken o kadar yorulmuştum ki bir şeyler yemeye gücüm kalmamıştı.

"Sen kaç yaşındasın Verda?" Dedi Ömer ağa. Saatlerdir süren sessizliği bozarak

"23." Dedim. Hamile kadının yanında oturan adam küçümseyerek bakarak

"Heja'dan küçük." Dedi.

İster istemez anneme baktım.

"Bugün çeyizleri dizeceğiz." Dedi masanın başında oturan nene.

"Düğün tam olarak ne zaman yapılacak?" Dedim. Masada ki herkes konuşmam büyük bir meseleymiş gibi bana baktı. Iraz ana bardağını bırakıp

"Haftaya dedik ya!"

"Hangi gün?" Dedim.

"Perşembe günü." Dedi Ömer ağa. Başımı aşağı yukarı salladım.

Konakta ki bütün erkekler işlerine giderken bir bahaneyle hemen odaya koştum. Telefondan annemle bana Perşembe günü için bilet aldım. 5-6 numarayı almıştım. Çocuk gibi sevinçliydim. 3 gün sonra bu şehirden ve babamdan kurtulacaktım.

Iraz ana ve adının Dare olduğunu öğrendiğim nine büyük hazırlık yapıyorlardı çeyizler için. Alt tarafı çeyizleri dizip davul çalınmasıydı ama asıl garip bulduğum annemin de en az onlar kadar sevinmesiydi.

Davul zurna sesleri başımı şişirmişti. Arada kendimi tutamayıp engelli kızın kapısına bakıyordum. Artık akşam olmak üzereydi. İnsanlar yavaş yavaş gitmeye başlıyordu.

"Verda! Şunları mutfağa götür hele!" Dedi Vildan. Tepsiyi alıp mutfağa götürürken Iraz anayla Bars'ı gördüm.

Kolonun arkasına saklanıp onlara dikkat kesildim.

"Ana sen bana ne dedin? Ne dedin! Şimdi ne oldu da ters yapmaya başladın?!" Dedi Bars öfkeyle. Dişlerinin arasından konuşuyor bağırmamak için özen gösteriyordu.

"Oğlum yapma böyle! Anan sana kurban olsun aslanım benim. Ben sana sevdalığından vazgeç demiyorum. Bu kızı alıpta aşık mı olacaksın sanki? Sen aşığınla devam et. Bu kızla evleneceksin ama!"

Aşığın?

Aşığınla devam et bu kızla evlen mi?

Bu nasıl bir iğrençlik?

Bars'ın sevdiği biri varsa benimle evlenme amacı ne? Iraz karısı benimle oynamaya mı çalışıyor?

Birkaç adım geri giderek mutfağın kapısını sertçe açıp sertçe kapattım. Tepsiyi fırlattım. Ne yapmaya çalışıyor bu boktan aile?

Bu nasıl bir midesizlik?

Kapı açılıp içeriye Nazlı girdi.

"Kız bu nasıl hareket! Mutfak yıkılıyor sandık!" Dedi.

Bende ki anormalliği görünce sustu.

"Hadi geçelim avluya yemek yiyeceğiz." Dedi.

Masada herkes yerini almıştı. Hemen anneme anlatmak için annemi aradım ama göremedim.

"Annem nerede?" Dedim.

"Anan evinde. Düğün günü görüşürsünüz." Dedi Iraz karısı.

Başımı aşağı yukarı sallayıp oturmak için sandalyeyi kendime çektim.

"Oraya oturama! Orası Heja'nın yeri!" Aran. Masadaki herkes bana baktı.

"Oraya oturursan yemin ederim bacaklarını kırarım!" Dedi Bars.

Bars benimle ilk defa konuşmuştu. İçimden geçen sandalyeyi kafasına atmaktı. Midesiz herif! Ortamdaki gerginliği tanıyordum. Babamdan dayak yiyeceğim zamanlar ortam aynen böyle olurdu.

Sandalyeye oturdum. Sanırım biraz gözüm karardı.

"Oradan kalk kızım başını ağrıtma." Dare nene.

"Bak hele Bars'la hiç uğraşılmaz." Diyip tebessüm etti. Bars tam karşımdaydı ve beni öldürecek gibi bakıyordu.

"Aşığın varsa neden evlenmeyi kabul ettin?!" Dedim Bars'ın gözlerinin içine bakarak.

Masada müthiş bir sessizlik oldu. Hatta Bars'ın ölümcül bakışlarını hemen hemen ağır bir afallama almıştı.

"Bu kadar midesiz adam bacısının kaçmasını mı hazmedemedi?" Dedim.

Belki babamdan çok fazla dayak yemiş yeterince susturulmuş olabilirdim. Ama o alışkanlığımdı. Bu aileyi, bu iğrenç insanları asla alışkanlığım yapıp susmayacaktım.


















4. BÖLÜM İÇİN 5 BEĞENİ 1 YORUM LÜTFEN

BERDELHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin