43. B Ö L Ü M

12.6K 392 51
                                    

Asla özlemediğim an tekrar tekrar yaşanıyor. Yine güneş bile doğmadan kapım kırılacak gibi çalınıyor. Sabahlığımı giyip kapıya koştum. Simay dağınık halde

"Günaydın. Çabuk mutfağa gel Iraz annenin doğum günü hazırlıklarını yapacağız." Dedi.

Gözlerimi ovuştururken sinirle Simay'a kitlendim. Bu konakta bir tane çocuğun doğum gününü görmedim koskoca kadın için ne telaş bu?

"Ne zaman doğum günü?" Dedim.

"Akşam altı gibi. Hadi Verda lütfen oyalanma." Deyip gitti. Kapıyı kapatıp geri yatağa döndüm oturarak ayılmaya çalıştım.

Ellerimle yüzümü kapatırken Bars'ın hareketlendiğini fark ettim. Ona döndüğümde uyuduğunu gördüm ama asıl takıldığım telefonuydu. İçim içimi yedi o an. Dikkatlice telefonunu aldım. Şifresi 7 şeklinde modeldi bir keresinde görmüştüm. Gerçi doğum günü falan yapsa bilemezdim.

Bomboş telefonuna bakarken tek bulabildiğim gece gelen mesajtı. Adamları Ceren'in ölmediğini ve hastanede ki tedavisi bitince ne yapacaklarını sormuş. Bars ise sadece 'uzaklaştırın' yazmış.

Daha fazla mutfaktakileri bekletmemek için üstümü giyinip aşağı indim. Iraz ortalıkta yoktu ama hizmetli bile getirmişlerdi. Herhangi bir işin ucundan tutuyormuş gibi yapıp Nazlı'nın yanına gittim.

"Nazlı neler oluyor Allah aşkına. Ne doğum günü ne bu hazırlıklar?" Dedim. Nazlı yaptığı böreğe un için eğilirken etrafı süzüp kısık sesle

"Iraz annenin icadı işte. Doğum gününü en özel şekilde kutlar şehrin her yerinden bütün ağalar hanımlarıyla gelir."

"Bu kadın kendini o kadar çok seviyor ki başkalarının sevmediğini anlamıyor bile." Dedim. Nazlı bu sefer bana hak vermişti.

"Nereye sığacak o kadar adam peki?" Dedim.

"Önce avluda hediyeleşme hoşgeldin faslı olur. Sonra da terasa çıkarız zaten camlı kısmı da açınca herkes sığıyor."

Gözlerimi devirirken ayaküstü bir iş için bana seslenen Vildan'a gittim. O kadar istemeden yaptığı belliydi ki.. Asla kıvamı tutmayan şeyleri bile oldu diyerek fırına atıyordu.

"İnşallah son yaşı olur!" Dedi sessizce.

"Verda!" Seslene bakınca Dare neneyi gördüm.

"Sen kalk terası süpür yıka. Ne olur ne olmaz içerileri de düzenle."

Bütün evi tek başıma bana yaptıracak. Gözlerimi devirerek kalabalık mutfaktan çıkmaya çalıştım. Çıkarken tamamen isteyerek Dare neneye çarpıp elindeki tepsiyi düşürdüm. Bana öfkeyle bakan kadına

"Ah pardon mutfak kalabalık. Ne yapsak yanda ki odaya mı birleştirsek." Deyip çıktım. Mutfağın yanındaki oda Dare neneye aitti.

Ben yukarıya çıkana kadar Beran ile Aran'ı çıkarken görmüştüm. Beyler işlerine gidiyordu Bars'ı da arabaya binerken görmüştüm.

Saatler geçmesine rağmen terası tamamen bitirememiştim bile. Telefonumun çalınca elimdeki süpürgeyi bırakıp koştum. Bilinmeyen numara olunca ister istemez panikledim.

"Alo?" Dedim.

"Seni arayacağımı söylemiştim."

Ses Mert'e aitti. Yutkundum. Neden aradı şimdi ne istiyor. Tabi ki en son ne istediyse onu... Hiçbir şey demedim kısa bi sessizliğin ardından Mert

BERDELHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin