35. B Ö L Ü M

14.5K 480 15
                                    

"Verda aç şu kapıyı! Bağırtma beni!" Kapının diğer tarafında konuşan Bars'a görmeyeceğini bildiğim halde gözlerimi devirdim. Sinirle dudaklarımı dişlerken arada avluya bakıp birileri var mı diye bakıyordum.

Bars kısa süre sessiz kalınca kapıyı açtım. Sinirle bana bakıyordu. Üstelik sinirli olması gereken ben olmama rağmen. Odaya girip ardından kapıyı sertçe kapattı.

"Bazen sabrımı çok zorluyorsun!" Dedi.

"Ama en azında yemekte ki rezalet şeye vesile olmuyorum." Deyip kollarımı göğsüme bağladım. Yüzüme bakmadan üstünü değiştirmeye başladı.

Bars'ta uzun süredir bi tuhaflık fark ediyorum. Eski Bars geri gelmiş gibi. Umursamaz, sinirli, göz ardı eden. Bunları anlamam sinirimi söndürdü.

"Bars bir şeyler mi oluyor?" Dedim. Bars bana baktı.

"Ne gibi?"

"Bilmiyorum. Mesela bu telefon." Deyip Bars'ın birkaç gün önce elime verdiği telefonu salladım.

"Telefonu verdin ama arama hariç bütün uygulamalara şifre koymuşsun. Neden böyle bir şey yaptın?"

"Bu odaya ilk girdiğinde bir kural vardı. Telefon yasaktı. Ben yine de sana ayrıcalık tanıdım." Dedi. Şaşkınlıkla kaşlarım havalandı.

"Sanki. Sanki eskisi gibi oluyor her şey." Dedim sakin bir şekilde. Bars hiçbir şey demeyince

"Beni sevdiğini hissedemiyorum-"

"Verda yeter! Başlama yine!" Deyip hızla doğruldu. Yatağın üstüne fırlattığı ceketi alıp gitti.

Nefes vererek yatağıma oturdum. Bundan sonra böyle mi gidecek yani? Bir insan asla değişmez neden bu tarz bilgileri tecrübe ederek öğreniyorum ki! Çok acı veriyor.. Odanın içinde kendi kendini yerken kapı çaldı. Bars geldiğini düşünerek kapıyı açtığım da Iraz'ı gördüm.

"Hayrola?" Dedim. Elindeki çarşafları uzatıp

"Bunları getirdim. Gerçi oğlum çıktı ama. Neyse ne Ceren kızımızı bırakacaktı. Gel falan da denmez şimdi." Dedi. Sesi o kadar keyifli çıkıyordu ki.

Iraz'ın bu mutluluğu bir yana Bars'ın adını Ceren'le birlikte duymak başımdan aşağı kaynar su dökülmüş hissi verdi. Yine mi? İlk zamanlar da annemin öldüğünü sandığım gece de Ceren'e gitmişti. Bu döngüyü hep yaşayacak mıyım?

Kendi çarkımda boğulurken Iraz gülümsemesini bastırarak bana bir adım daha yaklaştı.

"Sen çok yanlış yaptın. Benimle baş edebileceğini sandın. Yazık ettin kendine. Şu haline bak." Deyip çarşafları geri aldı. Son kez tepeden tırnağa beni süzüp gitti. Açık kapı ve yanan içimle baş başa kaldım.

Demek yine Ceren ha? Ayaklarımı yere sürterek yatağıma gittim. Canımın acısı nefes almamı bile engelledi. Nasıl yine inandım yine bu duruma düştüm. Uzandığım yerde gözyaşlarım şakağımdan akıp gidiyordu.

Birkaç dakika sonra gözyaşlarım nefrete dönüştü. Nasıl inandımdan nasıl yapara... Gözyaşlarımı silip ayağa kalktım. Ağlamaktan şişen yüzümü yıkadım.

Odadan çıkıp Heja'nın odasına gittim. Uyumaması için dua ederken kapısını çaldım. Anında açtı. Beni görünce gülümseyip

"Uyudun sandım." Dedi. Kapıyı sonuna kadar açıp beni içeri davet etti. Sahte gülümsemeyle içeri girdim. Koltuğa otururken

BERDELHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin