55. B Ö L Ü M

5.7K 230 35
                                    

Aklımda oluşan girdapla bütün günüm mahvolma yolunda. İçim içimi yiyor Ceren bir şeylerin farkında mı diye? Mert her haltı Ceren'e anlatıyor olamaz değil mi? Nasıl bir güven ya da nasıl bir arkadaşlık var ki bu ikili de.

Önümdeki yemekle oynarken mevlüde gelen kalabalık beni daha çok boğuyordu. Dua faslı bitince yemeklerini yiyip gitme zamanları gelmişti başımı kaldırıp ortama baktığımda herkes fısır fısır konuşuyordu.

"Ee Verda Hanım. Yok mu bir şeyler?" Dedi tanımadığım bir kadın.

Az önce ölüye dua etmedik mi?

"Ne gibi bir şeyler?" Dedim. Başka bir kadın tabağını bırakıp

"Yani yok mu bebek falan düşünmüyor musunuz?"

Gözlerimi devirip derin nefes aldım.

"Bizde yok. Siz düşünüyor musunuz?" Dedim yapmacık gülümsemeyle. Kınayan ifadelerle bana bakmaya başladılar.

Konu benden çıkınca başka dedikoduya yöneldiler. Daha fazla dayanamayıp dışarı çıktım. Etrafta kimsecikler yokken terasa gidip kendimle baş başa kalmak istedim. Fazla uzun sürmeyen sessizliği tanıdık sesler bozdu.

Bars ağzında sigarasıyla merdivenleri çıkarken Bilal ona hararetli şekilde bir şeyler anlatıyordu. İkiside beni görünce şaşırdılar. Bilal olduğu yerde dururken Bars yanıma geldi.

"Ne oldu, neden burdasın?" Dedi. Omuz silkip

"İçerde nefes alamadım." Dedim Bars başını salladı. Daha sonra Bilal'e gelmesi için başını eğdi.

"Merhaba yenge. Seninde başın sağolsun." Dedi.

"Şimdi ikinizde beni dikkatle dinleyin." Dedi Bars. Sigarasını küllüğe bastırıp

"Muğla'dan bir misafir getireceğim buraya. Ama bu şehrin içine Bars Aşratoğlu olarak sokamam. Herkes beni de tanır adamlarımı da. Bilal sana burada ihtiyacım olacak. Şehrin yakınlarına doğru misafirimi sen alacaksın."

Heyecanla Bars'ı dinleyip kafamda olayları canlandırıyordum. Merakla dinleyen Bilal ise başını salladı.

"Ağam emrin olur. Elbet bir şekilde hallederiz ama. Misafir kim?" Dedi. Bars'la göz göze geldik.

"Orası şimdilik bana kalsın kardeşim. Zaten gelince görürsün." Dedi.

Planla ilgili birkaç daha detay verildi. Bars ile Bilal son derece ciddi konuşuyorlardı ben ise ağzımı bile açmamıştım sadece en hafif hasarla bu badireyi atlatmak istiyorum.

"Tamam o zaman içeri geçelim. Sen gelecek misin Verda?" Dedi Bars. Başımı sağa sola sallayıp

"Birazdan inerim aşağı." Dedim. Bars ısrar etmedi sadece durumu görmek istercesine bakışlarını üstümde gezdirip gitti.

Bazen o kadar çok 'ya şöyle olsaydı' olgusuna takılıyorum ki şu an ki hayatımı yaşayamıyorum. Ya Bars tarafından baskı altına alınan Verda olarak kalsaydım nasıl olurdu. Kimsenin ölüm sebebi olmazdım ama ben yaşar mıydım?

Ya da en başa dönelim. Bars'a bir aptal gibi inanıp boşanmaktan vazgeçmeseydim ne olurdu? Bu ihtimal içimde bir yerlerde kanıyor sanki.

Telefonum çalınca düşüncelerimden ayrıldım. Ekranda tanıdık isim vardı. Mert. Etrafa iyice baktım merdivene gidip birileri var mı diye baktım. Tek başıma emin olduğumda telefonu açıp kısık sesle konuşmaya başladım.

BERDELHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin