58. B Ö L Ü M

4.4K 171 44
                                    

Saatler durdu, öten kuşlar sustu, güneş karardı, an dondu. Nefesi bile alamaz oldum kalbim şakaklarımda atıyordu. Yüzümün kızardığına adım kadar eminim. Yutkundum.

Karşımda şaşkın suratıyla bana bakan Vildan vardı. Yüzünde ki ifadeye bakılırsa epeydir burada hemen hemen bütün konuşmaları duydu. Elindeki karton kutu düşmüştü.

Sonum böyle olacaktı demek.
Oysa herkesi silip süpürmüştüm. Islak saçımdan damlalar ensemden akıyordu.

"Seni varya." Deyip üzerime koştu Vildan. Saçlarımdan tutup sertçe çekmeye başladı. Dişlerinin arasından

"Orospu seni. Dünyamızı kararttın sen!" Deyip saçımı çekiyor boğazımı sıkıyordu. O kadar şaşkındım ki tepki bile veremedim. Uzun süre tartaklanmadan sonra Vildan

"Oğlumu aldınız benden." Diyerek göğsüme güçlü bir yumruk attı.

Nefes alamadım. Yere çökmüş boynumu tutarken Vildan kapıya doğru gitti.

Hayır başkasına anlatmasın. Anlatmamalı bir şeyler yapmalıyım.

"D-dur Vildan dur. Önce din-le." Dedim öksürük krizinin arasından Vildan önce durdu arkasına bile bakmadı. Daha sonra kapıyı sertçe kapatıp bana döndü.

"Ne anlatacaksın sen! Yemediğin ne bok kaldı. Allah sizin belanızı versin!" Dedi hırsla.

Zonklayan saç diplerimi aldırmadan ayağa kalktım. Benim hikayem böyle bitmemeli. Mutlaka buradan da dönmeliyim. Defalarca yutkunup dimdik durdum karşısında.

"Sakın dinlemeden beni yargılama." Dedim. Sesim az önce dayak yememişim gibi toktu. Vildan şaşırarak baktı. Bir şey demesine izin vermeden

"Ne duydun ne kadar duydun bilmiyorum ama her şeyi anlayacak kadar duymadın. Ben bir şey yapmadım. Yaptıklarımın nedeni de sizsiniz zaten."

Vildan'ın kaşları havalandı. Birkaç adım öne gelerek

"Sen bir de bizi mi suçluyorsun!" Dedi.

"Evet!" Dedim. Vildan hoşnutsuz bir ifadeyle baştan aşağı bana baktı. Gözlerini devirip

"Bu muydu anlayacağın?!" Dedi.

"Hayır. Bana Aran için kızacaksan kusura bakma. Senin kocan yüzünden bebeğim doğmadan öldü, Bars vuruldu. Eğer Aran üstünden teklif yapmasam Bars bile ölecekti." Dedim. Vildan çatık kaşları kısık gözleriyle bana bakıyordu. Hiçbir şey söylemedi.

"Senin oğlundan haberim bile yok. Haberim olsa yemin ederim durdurmaya çalışırdım tıpkı şimdi ki gibi. Ama senin oğlun öldüğünde benim de kızım öldü. Kokusunu bile alamadım." Dedim ister istemez çenem titredi. Upuzun süredir bu gerçeklerden kaçıyordum. Şimdi her şeyi teker teker hatırlamak yüreğime bi yumru indirdi.

Vildan sustukça benim konuşasım geliyordu. Onu ikna etmek için mi yoksa neler yaşadığımı kendime hatırlatmak için mi bilmiyorum. Sadece konuşmak istiyordum. Vildan'ın yüzündeki ifade hiç geçmemişti.

"Elimden her şey kayıp gitti. Abim öldürüldüğü yerde akşam yemeği yediler be! Sırf sizin çocuklarınız yaşasın diye ben evladımdan koptum. Bazen aptal aptal hayal kuruyorum kızımla nasıl olurduk diye. Ya ben hamile kalamıyorum diye üstüme kuma getirmek istediler. Nereye kadar elim kolum bağlı durabilirdim."

Derin nefes alıp gözümdeki yaşı sildim.

"Üzgünüm. Kime ne anlatırsın bilmiyorum ama beni sizler bu hale getirdiniz." Dedim. Vildan bir iki adım atıp bana yaklaştı.

BERDELHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin