30. B Ö L Ü M

18.8K 588 67
                                    

Kahvenin sıcak dumanını izlerken dışarda yağan karın sessizliği bana huzur verdi. Pek uykumu alamamıştım ve Meltem'in desteğiyle başladığım sınav sürecine çalışmam için uykusuzluktan kurtulmam gerekti.

Haftaları doldurmuştuk artık yılbaşına geldik. Pencereden karı izlerken düşündüm. Bu yılın ilk zamanları kimdim neydim, biten yılda kimin neyim?

"Verda!" Babamın sesiyle derin nefes alıp kapıya baktım. Sanırım felçliği ciddi bir halde. Evde fenalık geçirip doktora gittiğinde daha özenli tedavi edilmesi gerektiğini söylemiş ama ısrarla eve geri dönmüştü.

Annemin ve benim acım çıkıyor diye düşünüyorum ama babam sadece oğluna olan yasından bu haldeydi.

Sonunda yalpalayarak gelip kapıya yaslandı.

"Senle konuşacaklarım var." Deyip oturdu.

"Benim şurada ne kadar ömrüm kaldı bilmiyorum. Gelen maaşımla bakımevine kaydoldum. Halim belli su içemez oldum."

Babam konuştukça kaşlarım çatıldı. Ne demek istediğini anlamak için kahve fincanını bırakıp dirseklerimi masaya koydum öne doğru eğildim.

"Bu evi de sattım. Bu yılbaşı mıdır nedir onun tatilinden sonra adamlar gelip alacak burayı."

"Ben?!" Direkt girdim konuya.

"Sana ananın evini düşündüm. Orayı bi şerefsiz yakmış. Bizim amcanlardan kalma bi arsa vardı onu satarsın o parayla bul kendine bir yer." Dedi.

"Sen ne anlatıyorsun? Arsadır satmaktır ben ne anlarım bu işlerden. Madem gideceksin daha önce söyleseydin ya! 1 gün önce niye söylüyorsun!"

Sinirle nefes nefese kaldım. Bir sabah uyanıyorum ve evsiz kaldığımı öğreniyorum. Harika! Tam benim başıma gelecek bir şey.

"Düzgün konuş lan. Ne o değişik değişik laflar! Baran'ıma kalacak mis gibi arsayı sana verdim. Elimi ayağımı öpeceğine çemkire çemkire konuşuyorsun hadsiz!" Deyip arkasına yaslandı.

Onun gibi arkama yaslanıp

"Akıllanmazsın sen baba. Bak şu haline elden ayaktan düştün. Hala aynısın. Ne anneme gün yüzü gösterdin ne bana. Oğlunu kaybettin bak hala aynısın-"

Yanında duran bardağı üstüme atıp kıran babam yüzünden sözlerim yarım kaldı. Masadaki elime gelen bardak tuz buz olurken elim deli gibi zonklamaya başladı.

"Siktir git lan! Adam yerine koydum konuşuyorum bir de! Ne bok yersen ye!" Diyerek mutfaktan çıktı. Birkaç dakika sonra sertçe kapanan dış kapının sesi yankılandı.

Aslında çok şaşırmıştım eve geldiğim süreç içerisinde birbirimizi yemeden aylar geçirmiştik. Sonunda bir şekil patlak vereceğini biliyordum tabi yine olan bana oldu. Elimde ciddi kesik olmayınca beceriksizce sardım.

Oturma odasında cenin pozisyonunda yatarken nerede kalacağımı düşündüm. Öyle yakın bir akrabam arkadaşım yok. Bir tek annemin evi vardı orayı da manyak Bars yaktı! Umutsuzlukla yüzümü kapadım.

Zil çalınca doğruldum. Öyle bağıra çağıra evden çıkmıştı ama gidecek yeri olmayınca geri döndü işte. Kapıyı babama açacağımı sanırken karşımda Bars vardı..

Ne yapacağımı nasıl tepki vereceğimi bilemedim. Dakikalar sonra tek fark ettiğin ağzımın açık olmasıydı. Bars gelmişti. O kadar uzun zaman olmuştu ki.. Kokusunu, bakışlarını nasıl bu kadar özleyebilirim? Nasıl hala onun için böyle olabilirim?

BERDELHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin