49. B Ö L Ü M

8.3K 299 106
                                    

Alarmın sesi uyanmam için işkence ederken günlerden Perşembe olduğunu hatırladım. Bugün babamla ya da Mert'le paravandan görüşecektim. Mert'i de ellerimle boğmak istiyorum ya şimdilik yapmam.

Yatağın diğer tarafı boştu. Dün konuşulanlar aklıma gelince gözlerim ateşe değmiş gibi önüme baktım. Banyoya gidip yüzümü yıkarken fazla oyalanmadan hazırlanmaya başladım.

Elbise giymeyi çok sevdiğim için siyah midi elbisemi giyip siyah botlarımı ayağıma geçirdim. Saçlarımın ön tutamını topladım. Son olarak küpelerimi takarken kendime baktım. Ne kadar da değiştim.. Gözlerimin içindeki yansıma bana ait değil o kadını tanımıyorum ama saygı duyuyorum. İç çekerek kabanımı giyerken konakta ki sessizlik dikkatimi çekmişti. Odadan çıktığımda herkes kendi rutinindeydi.

Sanki kimse ölmemiş, Berangil kaçmamış, üstüme kuma getirileceği hiç söylenmemiş gibiydi. Avluda sadece Vildan vardı. Oyun oynayan çocuklarını izliyordu. Oğlunun ölümünden sonra Vildan'ın bütün hayatı kalan çocukları olmuştu.

Simay ise tek başına kalmış gibiydi. Ben bu konağa ilk geldiğimde de Simay pek kimseye karışmazdı Nazlı gibi hem Iraz'ın her dediğini yapan hem de hep Iraz'dan nefret eden biri değildi. Gerçi Vildan ilk geldiğimde sadece Iraz'ın kopyasıydı ya neyse..

Kapıda bekleyen şoföre babamın huzurevini söyleyip arabaya bindim. Belki de babamın yanına hiç uğramayacağım bile tek merakım Mert. Öncelikle Ömer Ağa'yı öldürmesini merak ediyordum ve Berangile ne yaptığını. Acaba gerçekten Beran'ı bulup öldürebilir miydi?

"Hanımağam geldik." Dedi şoför.

Düşüncelerimden sıyrılıp arabadan indim. Mert'i bulmak için telefonumu çıkarttığımda Bars'ın adamları hala gitmemiş arkamdaydılar. Onlara dönüp tek kaşımı kaldırdım.

"Hayrola?" Dedim. İçlerinden biri

"Ağam güvenlik için yakınınızda olmamızı istediler."

Acaba benim güvenliğim için mi yoksa kaçarım diye mi? Gözlerimi devirdim bir yandan Mert'ten mesaj almışken adama dönüp

"Dışarıda kalın. İçeriye girip yaşlı başlı insanları da korkutmayın." Dedim tam bana karşılık verecekken meydan okurcasına yüzüne baktım. Cevap gelmeyince mesaja bakıp içeriye girdim.

'Huzurevindeyim.' yazmıştı sadece.

Ne aydınlatıcı bir mesaj! Çevreme bakındım nerede olabilir ki bu adam?

"Verda Hanım." Diyen hemşireye döndüm.

"Hoşgeldiniz. Hasan Bey hobi odasında." Deyip eliyle kapıyı gösteren hemşireye gülümsedim. Sanırım istemeden babamı ziyaret etmiş olacağım. Hala etrafa bakıp tanıdık yeşil gözleri arıyordum.

Babamı tekerlekli sandalyede karşısında ki beyaz gömlekli adamla konuşurken gördüm. Birkaç adım daha attığımda babamın Mert'le görüştüğünü anladım. Annemin yerini bilen biri babamla ne konuşabilir ki? Mert böyle bir aptallık yapma lütfen..

Derin nefes alıp sakinleşmeye çalışarak babamın yanına gittim. Babamın yüzü gülüyordu. Beni görünce bana inanamamış gibi defalarca baştan aşağı baktı. Tabi rezalet içinde yaşayan bir kızdan hanımağaya dönmüştüm çoğu zaman bende aynaya aynı şaşkın ifadeyle bakıyorum.

"Verda? Neden geldin?" Dedi babam. Son ayrılmamızı düşünürsek haklıydı.

"Öyle. Öldün mü kaldın mı diye geldim." Dedim kinayeli şekilde babam başını ağır ağır salladı. Mert'e baktığımda keyifle beni izliyordu.

BERDELHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin