Pug Gizemi

46.6K 3.9K 1.2K
                                    

Multimedia: Loca the Pug singing - 'The pug that couldn't run'  


Mektubun içindekilerin fotoğrafını çekip Carmen'e göndermeye çalışıyordum. Genellikle dedikodu ve stalking yetisine harcadığı zehir gibi aklıyla Carmen kimin böyle bir işe kalkışacağını şıp diye bulabilirdi çünkü. Ama tuhaf bir şekilde, ki bu son zamanlardaki tuhaflık silsilesinde sadece bir yenisiydi, mektupların resmi garip bir bulanıklıkta çıkıyor, kağıtların üstünde kırmızı bir ışık yanılsaması oluşuyordu.

Piyasaya daha yeni sürülmüş telefonumda herhangi bir sorun olamazdı, fazla kaliteden kaynaklanmıyorsa böyle bir şey mümkün değildi. Yine de annem gelince bu sefer de onun külüstürüyle şansımı denemeyi aklıma not edip araştırmanın internet boyutuna giriştim. Parmaklar çıtlatıldı, boyun esnetildi ve bağdaş kurduğum yerde kucağıma aldığım laptop klavyesinden tuş sesleri yükseldi.

Vhartlox Cadı Akademisi

Tek gördüğüm saçma cadı kitapları ve arama motorunun dediğimle alakasız bunu mu demek istedinizleriniz oldu. Şansımı bu sefer de sadece Vhartlox kelimesiyle denedim. Şimdi de bilmediğim dilde yazılmış bir Wattpad kitabı çıktı, ama başka hiçbir şeyin olduğu yoktu.

Biraz da arama motoruma çoktan kayıtlı olan Cadı kelimesi ve türevlerini denedim. Bu işlerle kafayı bozduğumdan henüz görmediğim bir bilgiye ulaşamadım. Yine de bu sefer daha bir alıcı gözüyle bakıp en ciddi bilgi verdiğine inandığım pagan sitelerini dolaştım. Düşük bütçeli grafikleri ve uçuk uçuk yazılarıyla maalesef onlardan da bir şey çıkmamıştı.

Neyse cevap apaçık ortadaydı. Biri ya da birileri benim böyle fantezilerim olduğunu bildiğinden benimle dalga geçiyordu. Bana da konuyu kapatıp sıkıcı hayatıma devam etmek kalıyordu. Hem kısa da olsa bir heyecan yaşamıştım, değil mi?

O titreyen dişler ve keskin bakışlar dalga geçmiyordu.

İçimi ürperten bu düşünceyi kovalayabilirmiş gibi elimi salladım. O sırada karnımdan bir gurultu yükselince minnetle mutfağa koşturdum. Bu rahatsız edici şeyleri düşünmektense buzdolabı kapağı önünde cevaplanmamış soruları aramam gerekiyordu; canım hiçbir şey istemiyor gibiyse ama bir şey istediğimi ya da istemek üzere olduğumu biliyorsam acaba bu buzdolabından ne almalıyım?

Tüm bu mektup olayının üstünden saatler geçmiş ve annem gelince ona Carmen'in söylediğiyle uyuşan daha detaylı bir bahaneyle işin içinden sıyrılmıştım. Bütün gün kafamı dağıtsın ve beni düşünmekten alıkoysun diye okuduğum kitaplar yüzünden gözlerim yorulmuş, kafam ağırlaşmıştı. Dolayısıyla annemin telefonunu almayı es geçip mektup gizemini hepten rafa kaldırmıştım.

Şimdi odamda bilgisayardan Project Runway adında bir moda tasarım yarışmasını izlerken Carmen'le Skype'tan görüntülü konuşma açmış ve onlarda kalmış olsam gerçekleştireceğimiz rutini teknik aksaklıklara rağmen sürdürmeye karar vermiştik. Tüm bu şov aslında Carmen gibi moda delisi birine uygun olsa da kıyafetlere ve tasarımcılara şov boyunca yaptığı yorumlarla olay aniden bir komedi dizisine dönüşüyordu.

"Tanrım, o kumaşa herhalde akan beynin bulaşmış. Şaşkın mısın? Diğer renklerle uyuyor mu o şimdi!" diye deliriyordu kadının aldığı kusmuk rengi kumaşa ve pijama desenine bakarak.

Gülmekten ağrılar girmiş karnımı tutarak bir kahkaha daha attım. "Carmen, acımasızsın."

"Asıl o beceriksiz kız için moda okullarına dökülmüş tonla para ailesine acımasızlık. Baksana şuraya." Ekrandaki kadın en kötü tasarım ödülünü alabilecek kumaşı kollarına dolayıp altın madeni bulmuş gibi mutlulukla dönüyordu. "Şu sezonu sırf bu kızın elenmesini görmek için izliyorum resmen."

Hekate'nin Kızları - KitapWhere stories live. Discover now