Yeni Gelenler

27.1K 2.5K 448
                                    

O günün akşamı olmuştu. Fiona bana şatonun her yerini fersah fersah gezdirdiği için ayak tabanlarım zonkluyordu ve aklımda her şey birbirine girmişti. Eminim ilk defa şatoyu görecek birinden daha kolayca kaybolabilirdim artık.

Fiona'yla yatakhanemin ortak holündeki birbirine dik koltukların üstünde pestili çıkmış cesetler gibi yatıyorduk. Ben artık alıştığım bileğimdeki zincirlerle oynarken Fiona bir şeyler mırıldanıyor  ve parmaklarını küçük insancıklar gibi harekete ettiriyordu. Benden üç yaş büyük olduğu halde bu kadar çocuksu olabilmesine şaşıyordum.

Birden masanın altından incecik, cılız bir kedi fırladı ve siyah başını Fiona'nın omzuna sürtmeye başladı. "Bay Pıtırcık!" diye bağıran Fiona kedisiyle oynamaya başlarken onun kedisini görmeyeli ne kadar uzun zaman olduğunu fark ettim.

Fiona'nın nasıl bu kadar çirkin ve sevimsiz bir kedisi olduğunu düşünürken dışarıdan bir F16'nın uçuşu gibi bir ses geldi. Merakla karanlıktan hiçbir şeyin görünmediği cama yaklaştım. Aynı ses bir daha duyulurken heyecanla konuştum. "Fiona, ne oluyor?"

Bir dahaki seste cama dayadığım yüzüm yeşil bir ışıkla parladı. Sanki bir uçağın arkasında bıraktığı gaz bulutu gibi önümde fosforlu bir enerji bulutu havaya karışmadan önce öylece asılı kalmış duruyordu. Ardından kırmızı bir bulut ve bir de mor bulut izleri karanlığı boyadı.

Fiona kahkaha atarak yanıma geldi ve eliyle ritm tuttu. "Bu gördüğün Vhartlox'a hep erken gelmemin en keyifli yanı oluyor. Yeni gelenler karmaşası!"

Fiona'nın dediğinde bir şey anlamazken karşımda gördüğüm şeyle her şey mantık kazandı. Havada kalan enerji bulutları izleri yeni gelen süpürgeli bir cadıyı aydınlattı. O oradaki enerji bulutlarını dağıtıp yerine lacivert boyarken arkasında başka süpürgeli cadılar da uçtu. Bunlar yeni dönemine başlayan Vhartlox öğrencileriydi.

Fiona renkli bulutları işaret etti. "Bunlar ikinci ya da üçünde olan öğrencilere yol göstermesi için özellikle bırakılıyor. Biz zaten tek başımıza geldiğimiz için ne onlardan birini takip ettik ne de yarattık."

Havada şimdiden bir bulamaca dönüşüp karman çorman bir renkli toka yığınına benzemiş bulutları gösterdim. "Peki karmaşa derken bunu mu demek istedin?"

"Hayır." dedi Fiona keyifle koltuğuna otururken. "Karmaşa cadılar odalarına yerleşmeye çalışırken başlıyor. Erin anladığından emin değilim. Burası saatler içinde yüzlerce genç cadıyla dolacak."

Hala gözlerimi renkli enerji bulutlarından alamıyordum. "Ama madem etraf bu kadar karmaşık oluyor neden onlar da bizim gibi Vhartlox'a erkenden gelmiyorlar?"

Fiona küçümsercesine güldü. "Ah Erin, o küçük beceriksizlerin hiçbiri kabul günleri dışında Vhartlox'un yolunu bulamaz da ondan."

Vay canına, diye geçirdim içimden. Fiona ne kadar sakar olsa dahi bir o kadar da yetenekli bir cadıydı.

"Peki," dedim koltuğa Fiona'nın yanına otururken. ", sen bu yeni gelenler karmaşasında ne yapmayı tercih edersin?"

Fiona bu soruyu bekliyormuş gibi bir boş kese kağıdı çıkardı ve içinden iki kase mor dondurmayı çekip masaya koydu.

"Tanrım, " diye çığlık attım buz gibi kaseyi elime alırken. ", bu düşündüğüm şey mi?"

Fiona kafasını sallayıp dondurmadan büyük bir kaşık aldı. "Evet, böğürtlenli dondurma. Şimdi biz keyfimize bakıp sohbetimizi ederken onlar etrafımızda bir fırtına gibi esecek ve biz de hepsini bir güzel çekiştireceğiz."

Dondurmadan bir kaşık alıp ağzıma götürecekken Fiona beni durdurdu. "A-a-a-a-a, bir dakika. Önce şapkanı başına geçir."

"Ne? Ama Figi hala uyuyor Fiona, ne gereği var ki?" dedim şapkama bakarak. Figi'yle kısa tanışmamızdan beri onunla bir kez kafamdan bir rock şarkısı geçirirken konuşmuştum. O da şöyle olmuştu;

Hekate'nin Kızları - KitapWhere stories live. Discover now