Diana'nın Uçan Dükkanı

44.4K 3.5K 791
                                    

Multimedia: Magic - Lola Blanc 

Multimedia: Magic - Lola Blanc 

Oops! This image does not follow our content guidelines. To continue publishing, please remove it or upload a different image.


Fiona gece mece dinlemeden boş sokakta sekerek ilerliyor, kendi etrafında dönüyor ve sürekli, ama sürekli bir şeyler anlatıyordu. Sanki elinde etrafına enerji ve eğlence saçan sihirli bir değnek vardı.

Bu durumdan hiç şikayetçi değildim tabii. Nasıl olunurdu? Bittiğinde göğsümün içinde bir boşluk hissettiğim, beni nice fantastik diyarlara uçuran o kitaplardan yeni birine başlıyor gibiydim ve inanması güç olsa da bu sefer kahramanlardan birisi bendim. Bu yeni hikayenin asla sonu olmamasını, beni başka bir eksiklikle baş başa bırakmamasını umuyordum.

Kendini daha gitmediğimiz okulun her biri ayrı bir Olimpos'lu Tanrıya ithaf edilmiş yatakhanelerinden bahsetmeye kaptırmıştı ki onu durdurmam gerekti. "Ee, şimdi ne yapıyoruz?"

Bir an için bu ayrıntıyı unuttuğunu belli eden bir ifade takındı. Ardından heyecanla çığırdı. "Okulun en güzel angaryası; alışveriş!"

"Tamam ama nerede tüm bu malzemeler?"

"Birçok yerde. Önce bu bölgedeki işaretli bir insanoğlu yapısına gitmemiz gerekiyor. Ne olduğunu tamamen bilmiyorum ama böyle; kocaman depo gibi bir şey. İnsanlar kendilerinin itmesi gereken tel arabalar kullanıyor ve bir şeyler satın alıyormuş, tuhaf."

"Çoktan satış mağazalarından mı bahsediyorsun?" dedim kuşkuyla. "Ama bu çok saçma. Cadı malzemelerini herkesin öylece erişebileceği bir yerden mi alacağız?"

Fiona bilmem gereken bir şeyi bilememişim gibi gözlerini devirdi. "Tabii ki de normal bir insan elini attığı gibi alamaz. Bazı malzemeler oradaki malzemelerin şekline bürünmüş oluyor. Genelde de satışı en az olan ürünler şekline sokuluyor. Gidince göreceksin, sabret."

"Peki nasıl gideceğiz?" dedim merakla. "Bir araban yok gibi."

"O doğa düşmanı şeylere neden ihtiyacımız olsun ki? Süpürgemi buradaki işim daha uzun sürer diye valeye bırakmıştım, ama merak etme, cadıların çok yönlü seyahat yöntemleri vardır."

Başka bir şey söylememe fırsat vermeden cebinden altın bir para çıkardı ve baş parmağının üstünde kıstırarak yukarı fırlattı. Hipnoz edecek türden bir salınımda havada dönen para gerisin geriye düşmeden önce bir söz söyledi."Porta!"

Altın para yere çarpmak yerine havada asılı kaldı ve sanrısal, düşük tempolu dönüşüne devam etti. Bu sırada iç gıdıklayan çınlama sesleri eşliğinde hava hareketlendi ve ağır ağır paranın hareketini taklit etmeye başladı. Mor ışıltılar saçmaya başlamış paranın çevresinde içinde rahatlıkla geçilebilecek bir oyuk açılmaya başlamıştı bile. Sanki paranın iki yüzü gibi bir tarafı evimin sokağının gece görüntüsü, diğer yüzü güneşli bir sabah manzarasıydı. Para gibi dönen görüntünün ardından güneş ışıkları birkaç saniyeliğine göz kırpıp geri kayboluyordu.

Hekate'nin Kızları - KitapWhere stories live. Discover now