Mila'nın İhaneti

22.8K 2.5K 329
                                    

Sevgili okurlarım. İki hafta oldu bölüm yayınlayamadım; bunun için özür diliyorum. Maalesef derslerim son iki hafta vize, vize ödevleri, ödevler, sunumlar, jüriler gibi beni esir alacak bir hale gelmişti. Fiona dahi gelip bana yardım etmek zorunda kaldı inanın. Tabii az kalsın birkaç ödevim mor simle çerçevelenecekti o ayrı ama... Neyse ancak fırsat bulabildim. Gerçekten son bir haftadır bugün yayınlıyorum desem de o gün ödev yapmak zorunda kaldım. Araya bölüm yazmayı sıkıştırmayı bırakın araya uyumayı sıkıştırdığım lanet birkaç hafta atlattım. Tekrar kusura bakmayın. Keyifli okumalar...

----

Açılış Oyunlarını bizim kazanmamız sıkılmış öğrencilerin ve hocaların yeni odakları olmamızı sağlamıştı.

İşlemeli metal kadehlerin içinden meyve özütlü meşrubatlar içer ve minik ikramları ağzımıza atarken farklı farklı cadılar geliyor ve bir sohbet başlatıyordu.

Muhabbet su gibi akıp giderken bu zamana kadar gelmeyip uzaktan bana gülümseyen Fiona yanımıza geldi. "Tebrikler Erin. Sonuna kadar hakkediyordunuz."

"Teşekkürler Fiona, neden hemen yanımıza gelmedin ki?" diye sordum.

Fiona parmaklarına baktı. "Seni daha baştan Fi-fi-fionağ İsyankarmeşe arkadaşı olarak mimlemek istemedim. Zaten yeterince parlak bir giriş yaptığın için sana iyi gözle bakıyorlar."

"Saçmalama." dedim kafamı sallayarak. "Ben senin arkadaşın olduğum için ancak gurur duyabilirim. Lütfen yanımızda kal."

"Birkaç dakika kalırım ama sonra gitmem gerek." Az ileride bana bakıp el sallayan üç kızı işaret etti. Biri inanılmaz kısa, biri kıvır kıvır saçlı ve kemik gözlüklü, öbürüyse hayatımda gördüğüm en güzel kızlardan biriydi. Bir şekilde hepsi birbirinden alakasız ve uyumsuz görünüyordu. "Arkadaşlarımı bekletmek istemiyorum."

"Vay canına." dedim gülümseyerek. "Oldukça enteresan bir kombinasyon olmuş."

"Öyle." dedi sonraki dakikalarda oyunda yaptıklarımızı bir bir bana anlattırmadan hemen önce.

Fiona kısa süre sonra yanımızdan ayrıldı ve dört birinci sınıf cadısı içeri girdi. Onların ilk pes edenler olduğunu zannederken işin aslı daha farklıydı.

Aldığımız duyumlara göre bir grup bizden önce en üst aşamaya geçmeyi başarmış ama yanlış kapıyı doğru kapı zannetmişlerdi. Önden giden talihsiz cadı, iki bacağını ve bir köprücük kemiğini kırıp revire kaldırılmıştı.

Grubun diğer kızları pes etmiş ve onlar gibi pes eden diğer cadılarla teker teker dökülmeye başlamışlardı.

Hepsi yorgunluktan bitap düşmüş, pes etmeden önce epey çabalamış görünüyorlardı. Tüm o yolu tepmek onları susatmış ve acıktırmış olacak ki derhal atıştırmalıklara ve içeceklere saldırıyorlardı.

Mila nedense aralarında değildi. Bir süre kendi aramızda konuşarak Mila'nın gelmesini bekledik ama onun yerine sahnede bir beş kişilik grup daha belirdi.

Müdire Sissaundra sahneye çıkıp oyunu bitirmiş grubu tebrik etti. "Sevgili cadılar, grubunuzda her ne kadar büyük bir mücadele verip oyunu bitirmiş olsanız da ikinci oldunuz. Yine de aziminiz ve çabanızdan dolayı övgüye değersiniz. Şimdi sahneden inebilirsiniz."

İkinci grup yüzlerinde biraz hayal kırıklığıyla sahneyi terk ederken Müdire konuşmasına devam etti. "Sizin bitirmenizden neredeyse hemen sonra son yarışan grup da pes etti. Oynayan kimse kalmadığına göre birincilerimizin kazandığı ödülü açıklama zamanı da gelmiş demektir."

Hekate'nin Kızları - KitapOù les histoires vivent. Découvrez maintenant