Müdire Sissaundra Ateşyaratan

31.2K 2.7K 675
                                    

Multimedya'da Erin'in bu bölümdeki halinin çizimi var. Yoğun istek üzerine dayanamadım ve çizdim. Umarım seversiniz.




Yumuşacık yatağımın beyaz çarşaf katmanları arasında gözümü açtım. Sabah ışığı içeriye dolup tüm odayı bir güneş banyosuna boğuyordu. Yataktan usulca kalkıp ayaklarımı yer sarkıttım. Küçük bir sıçrayışla yere atlarken döşemenin ilerisinde meraklı bakışlarla beni izleyen bir tüy bulutu gördüm.

Yüzüm neşeyle aydınlanırken yere eğilip kollarımı açtım. "Bianco!"

Bianco hızlı adımlarla bana koşup kucağıma atlarken sıcacık tüylerine yüzümü gömdüm. Minik bir mutluluk kahkahası atıp onu yere bıraktım. "Hadi Bianco. Hazırlanalım. Bugün Müdireyle buluşmamız var. Ondan önce güzel bir kahvaltı yapmak istiyorum. Kurt gibi açım."

Kıyafetlerimi sandıktan çıkarırken kahvaltının nerede olduğunu ve oraya nasıl gideceğimi dahi bilmiyordum. Ama kendime kırmızı iç astarının üstüne koyu gri şifon geçirilmiş işlemeli bir elbise giydim. Onun altına diz altında fileli çoraplarımı geçirdim. Ayakkabılarımı dahi Gwen'in gönderdiklerinin arasından seçtim; orta topuklu ruganlar. Üstüme sonunda Vhartlox'ta olduğum için okul amblemli siyah cüppemi geçirdim. Son olarak da çekmecenin üstünde duran sivri uçlu cadı şapkamı kafama oturttum. Evet, hazırdım.

Gitmeden yatağımı toplayayım da odayı temizlemeye gelecek birileri varsa beni pasaklının teki sanmasın diye düşündüm. Yatağıma gidip tam bir savaş alanına dönmüş yorganı katlarını açtım ve iki köşesinden tutup silkeledim. Havalanan yorganı hışımla geri indirirken bir puf sesi duyuldu ve kapanan yorganın açıklıklarından kırmızı enerji ve kaz tüyünden oluşmuş bir bulut püskürdü.

Bir saniye donup kaldım. Yatağın üstüne bıraktığım yorgan incecik bir çarşaf gibi kalmışken içini dolduran tüyler odanın her yerine saçılmıştı. 'Lanet olsun Fiona, bak ne yaptım!' diye geçirdim içimden sinirle. Arınma ritüelinden sonra böyle olmuştum.

Fiona'nın hemen ardından tamir büyüsüyle eski haline döndürdüğü üç devasa sera camını patlatmış, duş alanındaki sıcak su borusunu kıvrılan bir yılan şeklinde sokmuş ve odamın kapısını yanlışlıkla yerinden çıkarmıştım. Fiona yaptığım her hatayı anında düzeltebilmek için yanımdan yatağıma yatana kadar ayrılmamıştı ama sanırım benimle uyumayı da unutmuştu. Şimdi bu rezaleti kim toplayacaktı?

Neyse, diye düşündüm, ben değil. Elimle sanki muhteşem bir iş çıkarmış gibi patlamış yorganın üstündeki birkaç kırışıklığı düzelttim ve tatmin olmuş bir şekilde gülümseyip odadan çıktım. Yumuşacık tüyler ayaklarımın altında ezilirken Bianco tüylerle oynaya oynaya yanıma geldi ve ikimiz de merdivenlere çıktık.

Taş basamakları inerken ortak alanda Fiona'yı gördüm. Koltukta oturmuş parmaklarıyla oynuyordu. Beni fark edince yüzü aydınlandı ve gülümsedi. "Nasıl uyudun bakalım benim arındırılmış cadım."

'Arındırılmış Cadım', Tanrım, beni yeni projesi gibi mi görüyordu?

"İyi uyudum ama küçük bir aksilik daha oldu. Halledebilir misin?" dedim utanarak.

"Odanda mı?" diye sordu.

"Evet." diye onayladım ve Fiona'nın üşenmeden kalkıp odama gidişini seyrettim. Saniyeler sonrasında odamın kapısını açmış olduğunu tahmin ettiğim Fiona bir kahkaha attı ve yarım dakika sonra da yanıma geldi.

"Halloldu, merak etme."

Sitemle kendimi koltuğa bıraktım. Koltuğa oturur oturmaz bir kırlent koltuktan uçup tavana yapıştı ve geri düşmedi. "Aaaaaah." diye inlerken gözlerimi devirdim. "Bunu yapmamız çok saçmaydı. Baksana şu halime. Yürüyen sakarlık ordusu gibiyim. Üstüne üstlük bunların hiçbirini düzeltmeyi bilecek kadar dahi büyü bilgim yok ama bu saçma boyuttaki güce sahibim."

Hekate'nin Kızları - KitapWhere stories live. Discover now