15 🌸 notalara saklanmış umut kırıntıları 桜

4.3K 443 288
                                    

"Kar eriyince beyaz kalır mı gece?
Umut tükenince yine çarpar mı bir kalp?
Ah düşünce gülümser mi çocuklar?
Düşler bitince başlamaz mı kabuslar?"





Şubat 2012, Busan Kültür Merkezi, Sanat Okulu Seçmeleri

İsmi okunduğunda çığlık atacak kadar heyecanla dolmuştu yüreği. Dönem sonu lise sınavının ardından seçmeler için yaptığı geri sayım nihayet bitmiş, yeni bir dünyanın kapıları onun için aralanmıştı şimdi. Eğer başarabilirse, olur da kendini kanıtlayabilirse annesini ziyaret ettiğinde gururla övünebileceğini biliyordu. Onun sevdiği melodileri kendi elinden başkalarının kalbine kondurmak istiyordu. Onun için tek yapabileceği şey buymuşçasına, huzurla.

Devasa büyüklükteki sahneye çıkmadan önce siyah beyaz puantiyeli balon eteğini düzelterek önündeki gömleğin yakalarını dikleştirdi ve girişte duran görevli kızın uzattığı yaka kartını hızlıca gömleğine iliştirdi. Aceleci adımları zeminle buluştukça daha büyük heyecanlar onu çember içine alıyordu sanki. Kırmızı koltuklarla donatılmış seyirci kısmına gözlerini çevirerek ortaya kadar geldikten sonra geleceğini belirleyecek dört kişilik jüriyi selamladı. İlk bakışta gülümseyişten destek aldığı kızıl saçlı orta yaşlarındaki kadın içini rahatlatırken onun yanındaki koyu kahverengi saçlı tepkisiz kadın Sujin'i germişti. İki adamsa oldukça normal bir tavırla selamını aldıktan sonra Sujin'in gözleri koltuklarda oturan tek seyircisine kaydı.

Gelmişti, en önemli dersini kaçıracak olmasına rağmen onu yalnız bırakmamıştı. Her zamanki gibi, diye içinden geçirdi Sujin, yüreğine serpilen o ferah suya minnet ederken. Küçük elleriyle ona yolladığı selamı ve ışıldayan gülümsemeyi tebessümle kalbinin en güzel odasına saklarken tepkisiz gözlüklü adamın sesini duydu.

"Min Su Jin, başlayabilirsin."

Tekrardan kafasıyla onları selamlayıp sahnenin ortasında tevazuyla onu bekleyen asil yoldaşına ilerleyip önündeki yumuşak minderli tabureye oturdu. Kalbi ağzında atarken titreyen ellerinin bir an önce durulmasını diledi. Sessizlik en büyük melodi olurken salona, Sujin aldığı derin nefesle aşırı çarpıntıdan durma noktasına gelen kalbini uyandırdı ve kapadığı gözlerini açıp gidişi en çok yakan insanın ardından sürekli çaldığı ezgilerle donattı dünyayı. Mirror Lake'in içinde hapsettiği tüm duyguların parmaklarının arasından tuşlara döküldüğünü hissettikçe ağladı yüreği. Şimdi sahne tamamen siyahlar içerisinde kalmış baş başaydı kendisiyle. Aradan geçen yıllar, üzüntülerin oyduğu sarsıntılı vücutlar yoktu. Yanaklarında hissettiği sıcaklığın aniden soğuyuşuyla dudaklarına değmesine aldırmadı.

Sona geldiğinde kulaklarını öylesine alıştırmıştı ki yalnızlığının gözyaşlarına, alkışların gürültülü coşkusu onu korkuttu.

-

"Önce İsviçre'ye gidelim, ardından Avrupa'nın diğer tüm ülkelerini gezer aşağı doğru ineriz."

Farklı renklerle süslenmiş mavi küreyi çevirirken elimle işaret ettiğim yerde durdu. Yerde karşılıklı uzanmış uslanmayan kalplerimizin yardımıyla hayaller kuruyorduk. Sanki defalarca yıkılan şeyler benim hayallerim değilmişçesine cesurdum ve bu beni şaşırtıyordu.

"Ama ben Afrika'yı da çok merak ediyorum, oraya da gidelim!"

Küçük bir çocuk gibi nazlanan koca eşeğe bakarken gülümsedim. Her geçen yıl daha da yakışıklı oluyor, yüzünün her santimi güzellikle bezeniyordu. Arada kullandığı siyah gözlüklerinden dolayı kendini ucube gibi görmesinden nefret edişim tamamen onun bu güzelliğine şahit oluşumdandı. Park Jimin, aptal bir sanat eseriydi.

cherry blossom | pjm Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin