23 🌸 tavus kuşunun renkleri kayboluyor 桜

3.9K 418 239
                                    

"Sonu olmayan uzunluktaki o karanlık gecede,
Sessizce kaybolan dileğini biliyorum.
Uzun süre bekleyeceğim,
Mutlaka bulacağım seni,
Göremeyeceğim kadar uzakta olsan bile,
Gidelim seninle gün batımının bittiği yere."


-

Kış bitmek üzereydi.
Hiç geçmeyecek sanıp gözümde büyüttüğüm koca sonbahar, eski heyecanını yitiren yılbaşı, hatta gözüme uyku girmeyen buzdan soğuk geceler bile geçmişti. Eski Sujin'in karamsarlıkla dolu beyhude varlığının büyük parçaları yok olmuş, beklenti ve özlemi heyecanla yaşamaya karar veren mutlu bir Sujin oluşmuştu. Artık bahçemde gün geçtikçe serpilen süs kirazına ve penceresini süsleyen orkidelere daha iyi davranarak onları hayata tutuyor, çoğu kez kendimi onlarla dertleşirken buluyordum. Beni anlıyorlardı sanki. Üzgün olduğum anlarda kalbimi okşayıp sırtımı sıvazlıyor hatta saçlarımı okşuyorlardı.

Bunun haricinde, düşünüp benliğime eziyet etmektense kendimi birbirinden farklı aktivitelere vererek meşgul tutuyordum. Okuldaki çalışmalar haricinde düzenli olarak kafede Yoora'ya, çiçek dükkanımızda babama yardım ediyordum. Çoğu kez Rae Yun kemanını çalarken ben de piyanomla ona eşlik ediyor ve birlikte pratik yapıyorduk. Hatta son günlerde Yoora'nın kafesinde birkaç kez canlı müzik bile yapmıştık.

İnsanları mutlu etmekten keyif aldığım kadar hayvanları sevindirmek de beni keyiflendiriyordu. Bu nedenle kafama esen ilk anda en yakın barınağa gidip gönüllü olarak çalışmaya başlamıştım. İnsanlarla arama ördüğüm bariyerlerim tek tek yıkılmaya başlarken orada da tıp öğrencisi olan Hee Chan ile tanıştım. Son sınıfta olmasına rağmen geçim sıkıntısı çektiğinden barınakta veterinerlik yapıyordu. Buna nasıl izin verdiklerini bilmiyordum fakat açıkçası hayvanların anatomisinin insanlarınkinden çok daha basit olduğunu tahmin etmek zor değildi.

Hee Chan, uzun boylu, sıradan bir vücuda sahip, günlük hayatta karşılaştığımız erkeklerden bir tık daha yakışıklı olan iyi karakterli bir çocuktu. Güldüğünde kısılan gözleriyle bana onu çağrıştırdığından gülüşlerim yüzümde solup kalırdı. Uzun süre göz teması kuramayıp bakışlarımı kaçırırdım. Haftada üç kez uğradığım bu barınakta görevi olmamasına rağmen bana yardım eder ve dinlendiğim zamanlarda çay veya kahve içerken günlük hayattan muhabbet ederdik. Benim için bir arkadaştan öteye gitmeyen ve asla da gitmeyecek olan Hee Chan'dan Jimin'e bahsettiğimde belli etmese de aşırı derecede kıskandığını anlamıştım. Fakat bana güvendiği kadar kendine güvenmeyen Jimin bu konu hakkında bana yalnızca 'dikkatli ol' demekle yetinmişti.

Ancak ne yazık ki onun yokluğunun açtığı boşlukları kapatmak için uğraşırken hayatıma aldığım insanlar hiçbir zaman tam anlamıyla yeterli gelmedi. Rae Yun, Huysuz İncir, Yoora, Hee Chan, Min Soo teyze, albay amca, saman beyin Myung Soo... Hatta babam. Belki çoğunu o varken de tanıyordum ama şimdi onun açtığı bu devasa boşlukta hepsinin varlığı onun yerini tutamıyordu. Hepsine ayrı ayrı beslediğim sevginin hiçbiri onunkine denk değildi ve ben kendimi toparlamaya çalıştıkça aynı noktada yere kapaklanıp durmaktan yoruluyordum.

Düzeldiğimi sandığım her anda yıkıcı tahminlerimin gerçek olup, Busan için vakit ayıramayan sevdiğim insanı bana hatırlatan her şeye olan bağlılığım yürek yakmaya devam etti. İlk düşüşümle hayallerimi yıkan bisiklet ikinci düşüşümle fiziksel olarak değil, ruhsal olarak hayallerimi yıkmıştı.

Fakat ben yine de, her gün mavi bisikletini alıp, sahildeki o yolda sürerken kulaklıklarımda ikimizin şarkısını dinledim. Her gün depoya gidip aynı şiiri defalarca okuduktan sonra, piyano çalıp bana şarkı söyleyişini işittim. Gülüşlerini gözümün önüne getirirken, anılar yeterli gelmediğinde sınırlı sayıda olan fotoğraflarımıza sığındım. Ama en çok panayırdaki atlıkarıncanın önünde, palyaço olayının hemen ardından babamın zorla çektiği, tir tir titrerken kollarımı ona doladığım fotoğrafı sevdim. Onun samimiyetini ve en çok da korkuyla harmanlanmış güven duygumu gözler önüne seren güzelliğini sevdim. Bazı geceler Bay Tipsiz yeterli gelmediğindeyse, odasından aşırdığım mavi tişörtünü soğuk olmasına aldırmadan giydim. Kendimi iyi etme yöntemlerim sayısızdı belki, ama yeterli değildi.

cherry blossom | pjm Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin