꧁6꧂

105K 5.8K 1.3K
                                    

Bir önce ki bölüme yapılan yorumlara teşekkür bölümü atıyorum😄 Aynı azmi diğer hikayelerimde de göstermeniz dileğiyle, sizleri bölümle başbaşa bırakıyorum💚





*******

"Evet! İstediğim tam olarak bu, sen büyükannem ile konuş, ben bu proje için çok uğraştım ve sunumu yapmak ben hakkım. İsteklerimi dile getir lütfen."

"Rojbin hanım sizi anlıyorum ama Fehime hanımın kesin emri var, sizin bıraktığınız bütün projeleri Okan bey devraldı. Sizden sonra her şey çok değişti. Okan bey sisteme girişi bile kapattı değil sizin sunum yapmanız, yeni bilgilere bile ulaşmanız yasak artık."

Rojbin, duyduklarından sonra sinirle telefonu kapattı ve gelişi güzel koltuklardan birine fırlattı. Ne demek sistem değişmek, o şirkete yıllarını vermişti. Tamam bir ceza almış olabilirdi ama bu onun projesiydi, gecesini gündüzüne katıp hazırladığı projesi, bırakın uyumayı yaşamayı unutup ortaya çıkardığı projesiydi. Rojbin, uğruna ailesini, arkadaşlarını unutup çıkardığı bu markaya bir başkasına asla yem etmeyecekti, kimse ondan böyle bir şey isteyemezdi.

Buna Fehime Tatlıcı'da dahil!

Rojbin, koltuğa attığı telefonunu aynı hırsla geri alırken odasına doğru yürümeye başladı. Madem kendi projesine ulaşamıyordu o da satmazdı! Ne de olsa holdingle arasında ki bütün ilişkiler kesilmişti artık oranın bir çalışanı değildi ve kendi işine sahip çıkmak en doğal hakkıydı.

Hem 15 iş günü içinde ödemesi gereken bir borcu da vardı, Rojbin emindi ki TLC grubun yeni çıkaracağı bu projeyi rakip şirketler havada karada kapardı, artık yeni genel müdürleri olacak Okan beyde, kendi projesini geliştirir istediği sistemi kapattırırdı.

Rojbin, bu düşünceleri altında odasını darma duman etmiş ama yinede o küçücük flash belleğini hiç bir yerde bulamamıştı. Projesiyle ilgili bütün bilgiler o belleğin içerisindeydi ve Rojbin onu bulamazsa bütün planları başlamadan suya düşerdi. Odasının şuanda ki hali içler acısıyken kapısı hızla açıldı ve kardeşi Fidan büyük bir şaşkınlıkla içeriye girdi.

"Oha! Burada ne olmuş böyle?"

"Fidan, sen benim flash belleğimi almış olabilir misin?"

"Hayır, hiç görmedim."

"Af! Nerede bu ya?"

Fidan, ablasının bu hararetli halini yatıştırmak istercesine yanına gelip elini omzuna koydu. Bir şeylerin ters gittiğin farkındaydı ama sormaya da çekiniyordu. Rojbin ise bambaşka bir alemdeydi, dün gelen mesajdan henüz kardeşine bahsedememişti. İlk iş günü olduğu için eve oldukça yorgun gelmiş ve hemen uyumuştu. Bunlarla asıl uğraşması gereken oydu, borç onun borcuydu ama gelin görün ki hırpalanan yine Rojbin idi.

"Abla ne oldu, neden bu kadar sinirlisin?"

"Sinirliyim çünkü ayın 15'de ödememiz gereken bir borç var. Sinirliyim çünkü o, Okan kalpazanı yokluğumu fırsata çevirip benim projeme kondu, sinirliyim çünkü flash belleğim yok!"

Fidan, ablasının tüm bu dertleri tek başına yüklenmesine dayanamıyordu, evet bütün bunların sorumlusu kendisiydi ama yapmıştı bir kez ve olanla ölmüşe çare yoktu. Ablasının kolundan tutup onu darmadağan olmuş odasının ortasından çekip toplu kalan tek yere, yatağına oturttu.

Rojbin, her zaman güçlü bir kadın olmuştu onun tek zayıflığı ise sinirlenince ağlamasıydı. Yanlış anlaşılmasın o ağlamaya zayıflık olarak nitelendirmezdi ama sinirlerine yenik düşerek ağlaması katlanılmaz bir zayıflıktı. Göz yaşları sicim sicim dökülürken kardeşinin mahçup bir tavırla elini omzuna koyup sırtını sıvazlamasına ses etmedi.

DENİZ SUBAYIM Where stories live. Discover now