꧁13꧂

96.8K 6.2K 1K
                                    

 

 💫Çiçek💫

Oops! This image does not follow our content guidelines. To continue publishing, please remove it or upload a different image.

 💫Çiçek💫


1 Hafta Sonra

Patlamanın üzerinden koskoca bir hafta geçmişti. Bu süreçte ise ilk iki gün enkaz temizliği yapılmış sonrasında ise hiç birşey olmamış gibi normal yaşama dönülmüştü. İşte ölüm korkusu denen şey sadece bu kadardı, anlık! İnsanlar hiç ölmeyecekmiş gibi yaşar, kalp kırar ve günah işlerdi. Ölüm kapıyı çalınca da tıpkı o gün ki gibi anne çocuğunu tanımaz kendi canının derdine düşerdi ama ölümün üstü kapatılıp adı geçmeyince bir gün öncesinde olan bile unutulurdu. Tıpkı limanda ki patlama gibi!

İlçede ki vatandaşlara yapılan açıklamaya göre bu patlama bir kazaydı. Askeriye'ye mühimmat taşıyan gemi bilinmeyen bir sebepten dolayı limana girerken alev almış ve içindeki mühimmatlar patlamaya yol açmıştı. O gün gerçekten de Rojbin için unutulmayacak bir gündü. Orada yaşadıkları hiç bir habere konu olmamıştı hatta bırakın bir haber yapmayı sosyal medya denen mecrada bile tek bir resim yayınlanmamıştı.

İnsanlık burada yaşanan elim olaya sessiz kalmıştı. Ölen çok fazla insan yoktu belki ama ölüm korkusu ile çebelleşen tonlarca insan olmuştu ama kimsenin ruhu bile duymamıştı. Rojbin, bütün bunlara bir sebep ararken kardeşinden çok saçma bir açıklama duymuştu, meğerse haberlerin yayınlanmasını engelleyen isimler olmuş ve bu kişiler yüksek mevkilerde, yüksek rütbelere hitap eden isimlermiş.

Askeriye'ye ait bir bölgede oluşan bu kazanın duyulmasını yasaklamışlardı. Bunun sebebi ise devletin askerlerine olan güvenleri sarsmamak adına görmedim, bilmiyorum ve duymadım oyununu oynamaktı. Tabi kime göre neye göre orası tartışılır.

Rojbin için o kara gün aklına mavi gözler ile kazanmıştı. Çocuğu kurtarmak için girdiği binada onunla birlikte mahsur kalışı, aldığı darbeler ve mahzur kaldığı bolca kirli hava. Tüm bunlar aklına birer birer kazınmış ve öyle kolay kolay silineceğede benzemiyordu.

O günün kara bir leke olarak kalmasını engelleyen kişi ise yüzbaşı olmuştu. Bir kez daha tam zamanında yetişmiş, hem kendi hayatını hemde o küçük mavi gözlü çocuğu kurtarmıştı. İkisi de hayatlarını önce Allah'a sonra da yüzbaşıya borçluydu!

Rojbin, gözünü hastanede açtığında başında Fidan vardı ve kendisini o evden kurtaranın Alparslan yüzbaşı olduğunu söylemişti. Rojbin ise kendine gelir gelmez ilk önce küçük çocuğun durumunu sormuştu. Allah'a şükürler olsun ki mavi göz çok iyiydi.

Ondan sonra olanlar ise çok hızlı gelişmişti, daha fazla hastanede kalmak istemeyince taburcu olup evlerine döndüklerinde Rojbin'in aklında göremediği adama teşekkür etmek vardı ama nasip o ki bir hafta geçmesine rağmen yüzbaşı ile hiç karşılaşmamışlardı.

Rojbin, şimdiye dönecek olursa kardeşinin ısrarları altında kendisine ilk iş günü kombinini seçmekle meşguldü. Evet, sonunda bir hukuk bürosundan geri dönüş almış ve haftanın ilk gününde yeni işine başlamıştı. Daha doğrusu yine yüzbaşının yardımları sayesinde bu işi bulmuştu çünkü onu arayan büro kendi görüştüğü yerlerden biri değilde Alparslan'ın ön ayak olduğu bir kurumdu.

DENİZ SUBAYIM Where stories live. Discover now