꧁22꧂

86.8K 5.7K 1.1K
                                    

💫Nezarethane💫

"Alparslan Yörükoğlu ile görüşmek istiyorum."

Rojbin, karakolun ortasına bomba gibi düşerken genç polis memuru kendisinin bu aceleci tavrı yüzünden panik yapmıştı. Adamı korkuttuğu için mahçup bir tavırla yaslandığı bankodan ayrılırken bu halini tedirgin oluşana verdi.

"Siz neyi oluyorsunuz? Ailesi hariç kimseyle görüşemez."

"Avukatıyım ben!"

"Kimliğinizi göreyim öyleyse."

Rojbin, vakit kaybetmeden çantasına yönelirken, başka zaman olsa elini koymuş gibi bulacağı kimliğini bir türlü bulamadı. Uzun bir uğraş içine girdiği için kendisinden sıkılan polis memuru sesli bir şekilde nefes alınca Rojbin, başını gömdüğü çantasından kaldırmak zorunda kaldı. Galiba kimliğini evde unutmuştu, zaten o telaşla çantasını yanına aldığına şükür etmeliydi ya neyse!

"Kimliğimi evde unutmuş olmalıyım, barodan sorgulatabilir miyiz?"

Kendisini başıyla onaylayan polis memuruna gerekli bilgileri veren Rojbin, sonunda bütün prosedürlerin hallolduğuna sevindi. Kendisine eşlik eden bir memur ile alt kata yani nezaharetlere inerken aceleci bir tavırla memurun önüne geçerek yüzbaşıyı aramaya başladı.

Aradığı adamı, başı önünde eğik bir şekilde bankta otururken gördü. Rojbin, ona doğru yaklaşıp elini demir parmaklıklara koyarken bir müddet sesini çıkarmadı. Yüzbaşının kasılan omuzlarından hala sinirli olduğunu fark ederken genzini temizleyerek kenfisini fark etmesini bekledi ama beklediği olmadı yüzbaşı kafasını yerden kaldırmadı bile!

"Alparslan!"

Adıyla seslenmesi üzerine hızla başını yerden kaldırıp kendisine döndü. Bakışları anında yumuşarken, yerinden kalkarak kendisine doğru yürümeye başladı. Rojbin'in elleri hala demir parmaklıklara sarılı vaziyette dururken yüzbaşıda tıpkı onun gibi ellerini parmaklıklara sardı.

Üzerinde ki beyaz tişörtünde yer yer kan damlaları varken, parmak boğumlarıda hafif bir şekilde soyulmuştu. Ahh birde kaşında ufak bir kesik vardı. Yüzbaşının suratında kurumaya yüz tutmuş kan ile yüzünü ekşilten Rojbin, istemsiz bir şekilde kendisini "Canın yanıyor mu?" Diye sorarken buldu.

"Evet!"

"Çok mu?"

"Çok!"

"Tamam! Sen burada bekle, ben hemen içeriye gidip haber vereyim. Seni hastaneye götürelim."

"Gerek yok! Sadece en kısa sürede beni buradan çıkar yeter!'

"İşte orası biraz zor görünüyor! Cengiz darp raporu almıştır bile ama merak etme elimden geleni yapacağım."

"Yap ve beni buradan hemen çıkar avukat! Halletmem gereken çok fazla şey var."

Alparslan ellerini demir parmaklıklardan çekip geriye doğru giderken, yeni traş olduğunu çenesini sıvazladı. Rojbin, koca cüssesi ile ona küçük gelen nezarethanede volta atan adamı şaşkınlıkla izliyordu. Neyeydi bu acelesi ve neden bu kadar öfkeliydi? Volta atmayı kesip olduğu yerde durarak kendisini izlerken, Rojbin'de aynı şekilde karşılık verdi ama yüzbaşı bu bakışmadan sıkılmış olacaktı ki adımları ile yeri adeta döverken yeniden yanına gelip hırsla demir parmaklıklara tutundu.

"Beni yarın akşam buradan çıkarmak zorundasın!"

"Neden? Önemli bir işin mi var eğer istersen komutanına haber vereyim, eminim yardımı dokunur!"

DENİZ SUBAYIM Onde as histórias ganham vida. Descobre agora