꧁32꧂

111K 5K 1.1K
                                    

    💫Final💫





Gelinliğinin resmi bölümde mevcuttu
ama düzenleme kısmında bir şeyler ters gitti ve ben resmi kaybettim yani bölümde görseli bulamassanız şaşırmayın artık anlatım ile hayal gücünüzü kullanın okurkuşlarım... Ahh!  Birde tatlı bir çekim alanım vardı onunda görseli kaybolmuş🥺

Buraya böyle uzun uzadıya bir şeyler yazabilirim ama sizi sıkmak istemiyorum o yüzden kısa keseceğim. Sonuna gelmiş olduğumuz bu güzel hikayede bana destek olan, güzel yorumları ile beni hiç yalnız bırakmayan herkese çok teşekkür ederim, hepiniz kendinize iyi bakın ve Allah'a emanet olun!


************************
Rojbin, kulağının dibinde car car bağıran Fidan'ı başının altında ki yastıkla boğmak istiyordu. Ellerini kulaklarına tıkaması bile kardeşinin o bet sesini engellemiyordu. Rojbin, en sonunda pes ederek uykulu bir şekilde yatakta oturmaya başladı.

"Şükür abla, şükür! Sanki bügün düğünü olan benim, bu nasıl bir rahatlıktır Allah aşkına."

"Çilli kulağımın dibinde bağırıp durma, zaten jetlag olmuşum bir de seni çekemem!"

"Ne jetlağı abla ya! Alt tarafı İstanbul'dan, Amasraya geldin.
Sanki arada saat farkı var he!"

"Sus ve odamdan çık Fidan!"

Rojbin, söylene söylene odasından çıkan çilliyi izlemeye bir son verip zaten dağınık olan şaçlarını biraz daha karıştırıp hepten dağılmasını sağladı.
Gözünden uyku aka dururken içinden çok sevgili eşine de saydırmayı ihmal etmiyordu.

Alparslan, iki elini bir papuca sokduğu yetmezmiş gibi birde kına gecesini başına yıkıp tek başına Amasra'ya dönmüştü. Aslında kına gecesinde olmaması pekte onun şuçu değildi ama Rojbin, kendisini böyle rahatlatmayı tercih ediyordu. Erkek milleti değil mi, illa vardır bir hatası!

Gerek Mardin yöresinin adetleri olsun gerek kendi memleketinin adetleri olsun kınaya erkek adım atamazdı. Öyle de olmuştu zaten, onlar kadın kadına bütün gece eğlencenin dibine vurmuşken, Alparslan kendisini almadan o gece Amasra'ya geri dönmüştü.

Neymiş efendim düğün için son hazırlıkları kontrol edecekmiş. Rojbin, ona demişti, düğün ile kına arasında biraz zaman olsun diye ama o kaslı refize o yılan diliyle kendisini bir güzel beni ikna etmiş, kınanın ertesi gününe düğünü organize ettirmişti. Rojbin'de hal böyleyken kınasının olduğu gün gecenin bir köründe İstanbul'dan kalkıp Amasra'ya gelmek zorunda kalmıştı. Şuan da ise sadece bir kaç saatlik uyku ile ayakta duruyordu.

Ve bu durumda Alparslan, yüzünden işkence çeken kişi Rojbin oluyordu. Dün ki yanık çorap kokuları hala burnundan gitmezken öfkeyle inleyip kendini yatağına geri attı. Uyamak istiyordu! Rojbin'in yatak ile olan samimi dakikaları çokta uzun sürmemişti çünkü çilliden sonra odaya annesi damlamış ve sevgili kaynanası ile görümcesinin kendisini salonda beklediğini belirtmişti.

Tabi ondan sonra Rojbin uçak hızıyla yataktan kalkıp hazırlanmaya başlamıştı. Kaynanasının onu uyuşuk biri olarak bilmesine gerek yoktu değil mi? Kesinlikle yoktu! Üzerine geçirdiği alalade bir elbise ve bir şalla misafirlerini karşılayan Rojbin, ardından kalabalık bir grup ile kuaförün yolunu tuttu.

Kuaföre girdikleri ilk dakikadan kendisini satan annesi ve kardesi kendi hazırlıkları için bir kenara çekilirken onlara imrenen görümcesi de peşlerine takılmıştı. Sözde gelin olan Rojbin'di ama! Sevdiği adamı doğuran o muhteşem kadın ve Utku ile birlikte gelinliğiyle bakışan Rojbin, yeniden ve yeniden mest olmuştu. Oldukça sade ve bir o kadar da naif bir gelinlik seçtiği için kendisini resmen tebrik ediyordu.

DENİZ SUBAYIM Where stories live. Discover now