꧁28꧂

88K 5.7K 743
                                    

💫İmam Nikahı💫

Annesinin sözlerinden sonra ortam kısa bir an sessizlik içinde kaldı. Ne babaannesi ne de ihtiyarlar hiçbir şey söylemedi, söyleyemedi. Alparslan'da tıpkı kendisi gibi etrafa anlamsız bakışlar atarken bu sessizliği Nalan teyze bozdu.

"Oğlum, yüzükleri çıkarsana ne duruyorsun!"

Alparslan sanki bu komutu bekliyormuşcasına elini ceketinin iç cebine atarak ayağa kalktı. Fidan ise kendisini kolundan tutarak ayağa  kaldırdı, tabi Rojbin hala olayı kavrayamamıştı. Kararı veren annesiydi ama babaannesi de itiraz etmemişti, tabi onayda vermişi. Bu tavrıda Rojbin'i bir hali tedirgin ediyordu.

Daha fazla bu durum üzerinde düşünmek istemezken Alparslan'ın yanında ki yerini aldı. Yüzükler öylece takılmayı beklerken Rojbin, ihtiyarlardan birini bekledi ama gelen olmadı aksine babaannesi oturduğu koltuktan ağır bir şekilde kalkarak salonu terk etti.

Evet tam olarak salondan çıkıp gitti ama tek başına değildi. Babaannesi kendisinin odasına girmeden önce arkasını dönerek "Hele gel bakalım damat, yüzükler takılmadan seninle bir konuşalım" diyerek Alparslan'ı da kendisi ile birlikte götürdü.

Damat demişti. Babaannesi, Alparslan'a damat demişti. Rojbin, hala sindiremediği kelimenin üzerinde düşüne dururken soğuktan buz kesmiş elleri sıcak bir şeyle buluştu. Alparslan'ın eline bıraktığı kadife kutu ile ona dönerken müstakbel sözlüsü kendisinden yana hiç bakmadan babaannesinin peşinden gitti.

Her ne kadar Rojbin'de onunla gitmek istesede, babaannesinin tepkisinden korkup gerisin geriye yerine oturdu. Herkes tuhaf tuhaf birbirine bakınırken annesi olaya el atıp misafirlerini yerlerine oturttu. İçeride ne konuşuluyor bilinmezken salonda olan konuşmaya bir türlü kulak kesilemedi.

Rojbin'in aklı şuan da içeride ne konuşulduğundaydı. Acaba babaannesi Alparslan ile ne konuşuyordu, onu vazgeçirmeye yada gözünü korkutmaya uğraşmıyordu İnşaAllah. Eğer böyle bir şey yaparsa Alparslan nasıl bir tepki verirdi diye düşünmeden edemedi.

Yaklaşık yarım saatin sonunda önde babaannesi olmak üzere odadan çıkarlarken herkes gibi nefesini tutan Rojbin oldukça meraklıydı. Bakışlarından hiçbir şey anlayamadığı ada. salonun ortasında yerini alırken Rojbin, heyecanla babaannesine döndü. Gözleri ile kalk dercesine kendisini cesaretlendirirken elbisesinin eteklerine eziyet etmeyi bırakıp hemen Alparslan'ın yanındaki yerini aldı.

Geriye kalanlar ise tıpkı onlar gibi ayağa kalkarken, Rojbin önlerine geçen Kemal amcaya gülümsedi. Anlaşılan yüzükleri o takacaktı. İhtiyarların bir şeyden geri kalmasına sevinen Rojbin yüzükler ne zaman takılacak diye heyecanla beklerken Kemal amca kendisine döndü.

Tıpkı Alparslan'a benzeyen gülüşü yüzünde ki yerini alırken, Rojbin aralarındaki benzerliği ilk kez fark etti.

"Kızım yüzükleri artık versen mi?"

Kemal amca söylemeden önce avucunda sıktığı kadife kutunun farkında bile değildi. Salondakiler Rojbin'in bu şaşkın haline gülerlerken Alparslan'ın kendisine yaklaşan kafasını fark etmedi bile.

"Kutuyu çok sevdiysen yüzükler takıldıktan sonra geri alabilirsin güzelim ama şimdi şu yüzükleri verde bende muradıma ereyim."

Bugün daha ne kadar kızarabileceğini düşünen Rojbin, titreyen elleriyle kutuyu Kemal amcaya uzattı. Kahkahalar eşliğinde takılan yüzüklerden sonra herkesle tebrikleşen yeni sözlüler sonunda bir köşeye çekilebildiler. Rojbin'in gözleri Alparslan'ın tuhaf hareketlerini takip ederken onun Cem ile ne gibi bir derdi olduğunu düşündü.

DENİZ SUBAYIM Where stories live. Discover now