꧁24꧂

86.1K 5.5K 938
                                    


Bölümleri öyle hızlı bir şekilde ardı ardına atıyorum ki nasıl düzenlemişim bende bilmiyorum. Elbet hatalar olur, bunları göz ardı edeceğinizi düşünüyorum. Günün 3. bölümü oldu bu keyifli okumalar 💚💚









💫Seni Seviyorum 💫

"Oğlum çekilsene şu kapının önünden, biz de içeri geçelim."

Nalan teyze bir taraftan Alparslan'a sitem ederken bir diğer yandan da onu iterek içeri girmeye çalışıyordu. Bu çabası başarıyla sonuçlanırken, Kemal amca ve Sibel'de peşin sıra içeriye girererek kendisine selam vermişlerdi.
Sona kalan yüzbaşı ise elinde ki çiçek buketi ile sırıtarak içeriye girmeye çalışırken Rojbin önüne geçerek gitmesine engel oldu.

"Güzelim! Önümden çekilsende bende içeriye geçsem!"

"S-sen ne yapıyorsun yüzbaşı?"

"İçeriye girmeye çalışyorum avukat."

"Beni delirtme Alparslan! Ananı, babanı almışın gelmişsin bir de elinde çiçek!"

Alparslan kahkahasını bastırmak adına kendisini sıkarken Rojbin'de sinirden patlamamak için kendisini sıkıyordu da haberi yoktu. Yüzbaşıya doğru bir adım atarak yumruk yaptığı elini omzuna geçirecekti ki içeriden annesinin kendisine seslendiğini duydu.

"Rojbin, nerede kaldın kızım?"

"Geliyorum anne."

Rojbin, annesine doğru seslenip yeniden yüzbaşıya dönerken onun rahat bir şekilde kapı pervazına yaslanmasını es geçmek istedi. Resmen sinirlerini bozmak için kendisiyle uğraşmıyorsa Rojbin'de ne olsundu?

"Alparslan-"

"Hasta ziyaretine geldik güzelim, elim boş mu gelseydim."

Rojbin, kendisine firsat vermeden araya giren adamın sözlerine üzerine tabiri yerindeyse mal gibi ortada kalırken ne diyeceğini bilemedi. Yani ondan mı böyle ailecek gelmişlerdi?

"He sen o yüzden böyle ç-çiçekle geldin."

Aferin Rojbin, gerçekten aferin. Yüzyılın gafinı yapmış bir şekilde olduğu yeri terk etmek isterken bir kez bile olsun yüzbaşıya bakmadı ama o sanki inadına yaparcasına boyunu kendi hizasına kadar eğerek duymak istemediği o cümleleri ardı ardına sıraladı.

"Yoksa seni istemeye geldiğimizi mi düşündün avukat?"

"B-ben n-ne düşüncem ya! Zaten anlamıştım."

"Ha ben yanlış anladım o zaman!"

"Aman neyse ne ya, geç içeri yoksa annem birazdan buraya damlar."

"İzin verirsen geçeceğim Rojbin."

Rojbin, daha fazla utanmamak adına kapının önünden hızla çekilirken, Alparslan ayakkabılarını çıkararak dar koridorda yürümeye başladı ama salona girmek yerine yeniden arkasını dönüp kendisine yaklaşarak elinde ki çiçekleri kucağına bıraktı. Rojbin, tebessüm ederek çiçekleri koklarken "Teşekkür ederim" diyerek minnettarlığını göstermek istedi.

"Ne için?"

"Çiçekler için!"

"O çiçekler sana değildi yalnız."

"Nasıl?"

"Güzelim, sen çiçekleri dalında seviyordun ya hani!"

Sözleriyle bir an geçmişe giden Rojbin, kendisine laf sokabildiği için keyifle salona giren adamın arkasından bakmak ile yetindi. Zamanında yolladığı çiçekleri için verdiği tepkiyi unutmayışı onu Rojbin'in gözünde kinci bir adam konumuna oturtturken, elinde ki çiçekleri vestiyere bırakıp kendiside içeriye geçti.

DENİZ SUBAYIM Where stories live. Discover now