꧁12꧂

89K 6.2K 560
                                    

💫İlk Çarpıntı💫

Rojbin, görüşünü engelleyenler dumanlar ile yürümekte zorlanırken bir eliylede ağzını ve burnunu kapatmaya çalışıyordu. Her katta avazı çıktığı kadar "Kimse var mı?" Diye bağırıyordu ama henüz hiç bir sonuç alamamıştı, tek temennisi küçük çocuğun bilincinin yerinde olmasıydı.

Nefes nefese beşinci kata varan Rojbin, yangının çatıdan evlere henüz sıçramamış olmasına dua etti. Merdiven trabzanına sıkıca sarılmış sert bir şekilde öksürürken bir ağlama sesi duydu. Gözleri kocaman olurken düzensiz nefesini umursamadan sağ tarafta kapısı açık kalan evin içine daldı.

Patlamadan kaynaklı, korkuyla evden çıkıldığı için kapının açık kalması Rojbin'in şansınaydı. Ağlama seslerini takip ederek arka odalardan birine giren Rojbin, duyduğu patlama sesiyle korkudan yere düştü. Odanın kapısında dizlerinin üzerine düşmüşken arkasında bıraktığı salona düşen bir kaç parça tahta ile Rabbine sığındı.

"Allahım sen yardım et!"

Küçük çocuğun ağlama sesi daha da şiddetlenirken, Rojbin güçlükle ayağa kalktı. Bacakları titreye titreye odaya girerken halının üerine oturmuş dört yaşlarında ağlamaktan neredeyse morarmış küçük bir erkek çocuğuyla göz göze geldi.

"Allah'ım sen koru!"

Rojbin, kendisini görür görür görmez susan çocuğa doğru adımlayıp onu hızla kucağına aldı. Kapıdan çıkmak üzere arkasını dönmüştü ki yine bir gürültü kopmuş ve bu sefer çatıda ki alev parçaları evin içine düşmüştü. Rojbin, yanmaya başlayan perdeler ile güçlü bir çığlık atarken kucağında ki bebek kendisinden korkup yeniden ağlamaya başlamıştı.

Bebeği susturmak için sallamaya çalışan Rojbin, koşarak odadan çıktı ama eve girerken ki görüntüden eser yoktu. Koridorun halıları tutuşmuş bir şekilde önünde adeta barikat kurarken Rojbin, gerisin geriye odaya girdi. Alevler dört bir yanını sararken nefes almakta zorlanıyordu, genzinden gelen hırıltılarla nefes alabilmek adına ağzını aralayan Rojbin yaptığının koca bir yanlış olduğunu genzinin yapmasıyla anladı.

Aldığı nefes genzini acı bir şekilde yakarken öksürmeye başladı. Kendisinin çırpınışları çocuğu korkutmuş olacaktı ki ağlamaları yeniden şiddetlenmişti. Ağlayarak anne diye sayıklayan çocuğu sakinleştirmek isterken yere düşen Rojbin, yeniden ayağa kalkmaya çalıştı. Kolları küçük çocuğu sarmış ayaklarının üzerinde durmaya debelenirken tepesinden gelen çatırdamalar ile kafasını yukarıya doğru kaldırdı.

Rojbin, evin tepesinde ki ahşap tahtalarının yerinden düştüğünü görürken korkuyla küçük çocuğa sarıldı. Üzerlerine doğru düşen alevli tahta parçasından kaçamayacağının bilincinde kollarıyla çocuğa siper olan Rojbin, omzuna çarpıp yere düşen tahta parçası ile daha doğrulamadan yeniden yere kapaklandı.

Omzunda ki ağrı git gide büyürken daha fazla nefes alamadığını idrak eden Rojbin, yanına düşen çocuğun çığlıkları ile ağlamaya başladı. Onu kurtarabilirdi ama yapamamıştı, yanı başında ağlayan mavi gözlü küçük oğlan çocuğunu kurtaramamıştı. Göz kapakları daha fazla dayanamayıp kapanırken son gördüğü şey bir çift mavi göz oldu.

******

"Alp, bacağım çok acıyor ama."

Alparslan sinirle nefesini dışarı verip sakalını çekiştirdi. Böyle bir durumda bile kendisine yapışmış kıza gerçekten anlam veremiyordu. Liman ana baba gününe dönmüştü, korkan çocuklar, kaçışan insanlar, bir yerden başka bir yere koşuşturup yardım etmeye çalışan sağlık görevlileri bugün burada her türden insan vardı. Kimileri yardım etmeye çalışıyor kimileriyse kendi canının derdindeydi ama o burada 23 yaşında koca bir çocukla uğraşıyordu.

DENİZ SUBAYIM Where stories live. Discover now