꧁14꧂

97.9K 6.5K 1.8K
                                    

Sözümde durup bölümü bir önceki bölümün yorum sayısına istinaden atıyorum keyifli okumalar:)


💫Heyecan 💫

Rojbin, büroda çok fazla iş yapmamış olsa da kendisini yorgun hissediyordu. Anlaşılan çoktan hamlamıştı da haberi yoktu. Tabi alışmıştı evde yan gelip yatmaya, böyle de yorgun düşerdi ama alışacaktı. Kendisini bilirdi, en kısa sürede ortama ve işine ayak uydurup dimdik yoluna devam ederdi evelAllah!

Elinde ki anahtarı kapı deliğine yerleştirip içeriye giren Rojbin, aldığı kokularla küçük çaplı bir şaşkınlık yaşadı. Anahtarını avuçlarının içinde toplayıp ayakkabısı çıkardıktan sonra küçük koridora giren Rojbin, antrasit vestiyeri görmüş olmasaydı burasının kendi evi olduğuna inanamazdı. Temiz parkeler, özenle dizilmiş ev terlikleri ve en beteri yemek kokusu. Evet, evet! Yanlış duyumsamıyordu Tatlıcı kardeşlerin evi şuan da buram buram sıcak yemek kokuyordu.

Ceketini ve çantasını vestiyere asan Rojbin, minik adımlarla soluna giriş yaptı tabi elinde kocaman bir buket çiçekle! Altını çizmek istiyordu Alparslan yüzbaşının yolladığı beyaz gül buketiyle! Rojbin, bugün daha ne kadar şaşırabilirse o kadar şaşıracaktı anlaşılan. Mutfaktan elinde kocaman bir salata kasesi ile çıkan kardeşi hiç bir şey olmamış gibi önünden geçip giderken gözlerinin hayretle büyümesine engel olmadı.

Çiçek yollayan bir Alparslan!

Evi temizleyen bir Fidan!

Yemek yapan bir Fidan!

Sofra hazırlayan bir Fidan!

Bu savaşı hangisi kazanırdı meçhuldu ama Rojbin için her ikisi de gerçek olamayacak kadar gerçekçi!
Dakikalardır elinde ki demetle salonun ortasında dikilirken kardeşi sonunda onu fark edebildi.

"Hoşgeldin abla."

"Hoşbuldum çilli de bu hazırlık neye?"

Fidan, ablasına cevap verebilmek adına kafasını hazırladığı şahane yemek masasından kaldırıp girişe döndü. Tabi onun elinde ki koca demeti görünce yapması gereken açıklamayı çoktan unutmuştu bile!

"Rojbinnn! Elinde kocaman bir buket var."

"Hadi ya, ben ekmek sanıyordum."

"Bugün seninle uğraşmayacağım. Ne bunlar, dökül hemen abla!"

"Tebrik çiçeği çilli uzatma."

"Bence tebrik çelengi."

"Abartmasak mı?"

"Abartmak mı? Abla elindeki bildiğin çelenk ya, kim gönderdi bakalım bu tebrik çelengini?"

"Kim aldıysa aldı çilli sanane! Sen şunu elimden alıp da bir suya koy, kolum koptu."

"Kopar tabi, çelenk taşıyorsun!"

Rojbin, elinde ki çiçeklere uzanan kardeşine göz devirirken haklılık oranını görmezden geldi. Tamam biraz irice bir buket olabilirdi ama bahsettiği gibi de çelenk değildi sadece kardeşi abartmaya meilli biriydi o kadar. Banyoya geçip elini yüzünü yıkamak üzereydi ki kardeşinin sesiyle yeniden salona girdi daha doğrusu daldı!

"Oo kartta mı varmış burada!"

Kart! Not! Alparslan!

Rojbin, o notu çiçeğin üzerinde bıraktığı için kendisine methiyeler dizerken çiçeğe doğru atıldı ama artık çok geçti, Fidan çoktan notu ince parmaklarının arasında çevirip okumuştu bile!

DENİZ SUBAYIM Where stories live. Discover now