Ezel'den...
Okula doğru yola çıktık,onu geçen ki bıraktığım yerde bırakmadım.
"Beni unuttun."dedi gözlerini bana dikerek.
Okulun önünde durdum.
"İnebilirsin."
Hiç beklemeden ardından okula girdim.
Yine kurul toplanmıştı,masaya geçip herkesle selamlaştık.
Öykü'ye bakışlarımı arttırdım,o da bana şaşırmış bir şekilde bakıyordu.
Sanırım bir sorun var sanıyordu.
Birkaç kez Doruk'un bize baktığını gördüm.
Umarım ilgisini çekmeyi başarmışızdır.
Öykü'ye Mesaj:
- "Konferans salonuna geç."
- "Tamam."
Öykü telefonu çantasına koyup ayağa kalktı.
"Ben kalkıyorum,görüşürüz."diyip oradan ayrıldı.
Ardından hemen, "Benim kalkmam lazım."dedim.
Doruk değişik değişik bakıyordu,plan işliyordu.
Konferans salonuna geçtiğimde Öykü beni bekliyordu.
"Ne oldu?"
Çalışmadığım yerden gelmişti.
Kapı sesi duyuldu,Doruk karşımızdaydı.
Öykü bana bakıyordu ürkek ürkek,Doruk yanımıza doğru ilerledi.
"Ne yapıyorsunuz burada?"diye sordu şaşkınlıkla.
Öykü benim bir şey dememi bekliyordu.
Ben bir şey söylemeden Öykü'ye bakıyordum.
Öykü yüzüme bakarken,ben de ona bakmaya devam ettim.
YOU ARE READING
..KAYBOLDUM
ActionGözlerimin içine öyle derin bakıyordu ki;beni mahkum eden adama sarılıp,dertlerimi anlatıp,omzunda ağlamak istiyordum. Çarpışmaya gelene kadar bırakmamanızı rica ediyorum. Ondan sonra zaten bırakmazsınız.