Ezel'den...
Kapı deli gibi çalıyordu.
Elimdeki viski şişesini bırakıp kapıyı açtım
Hakan'dı.Koltuktaki yerime geri döndüm,şişeyi elime alıp içmeye devam ettim.
"Ezel konuşalım mı kardeşim?Tek kelime konuşmuyorsun,lütfen artık bir şeyler söyle."
"Ne diyim ki?"
"Bir çaresini buluruz anlat?"
"Çaresi yok,bedeli var."
"Sen de kendine bedel mi ödetiyorsun.Haline baksana.Nasıl dayanacaksın böyle?"
"Eğer dayanıyorsam,bil ki ona bir gün sarılacağımı bildiğim için dayanıyorum."
Yanaklarımı ıslatan gözyaşlarımın acizliğiyle boğuluyordum.
"Hayatta her şey sırayla kardeşim,önce gözyaşlarını silersin,sonrada buna neden olanları."
"Güneş sırtını dönse bana bu kadar üşümezdim."
"Ezel..."
"Arkasına bakmadan gitti."
"Arkasına bile bakmadan gitmiş.Hala kendini onun için harap ediyorsun."
"Arkasına bakmadan gitti,baksaydı bir daha sevecekti."
"Ezel değmez."
ČTEŠ
..KAYBOLDUM
AkčníGözlerimin içine öyle derin bakıyordu ki;beni mahkum eden adama sarılıp,dertlerimi anlatıp,omzunda ağlamak istiyordum. Çarpışmaya gelene kadar bırakmamanızı rica ediyorum. Ondan sonra zaten bırakmazsınız.