Ezel'den...
Viski şişesini alıp arabadan indim.
Yağan yağmura eşlik edip ağlamak istiyordum sadece.
Tıpkı o terk edildiğim günkü gibi.
Şişeyle çaresizce bakıştıktan sonra derin bir nefes alıp önüme döndüm.Öykü'yü gördüm.
Saniyelik bir bakışma sonrası hemen arkasını dönüp hızlıca yürümeye başladı.
Sana da bu yakışır be Öykü.
Gel de bak bana neler yaptığına tabi yüzün varsa.Topuklu ayakkabılarının kuma batıp çıkması bile onu yavaşlatmamıştı.
Elimdeki şişeyi yere fırlattım.
Onun peşinden koşar adımlarla yürümeye devam ettim."Öykü?"diye haykırdım.
Aldırış etmeden yürümeye devam etti.
"Sen kaçmaktan başka ne bilirsin ki?"
Yalvarırım yüzünü dön bana.
"Hatırlıyor musun,gitmemen için yalvardığım o titrek sesimi?
Bırakma diye tükettiğim en güzel kelimelerimi.
Kalbinden gitmemek için verdiğim çabalarımı.
O yüzünün gülmesi için döktüğüm gözyaşlarımı. Beni diyorum,hatırlıyor musun?"Olduğu yerde durdu.
Ben de olduğum yerde durdum.Bana doğru döndü.
Gözyaşlarını görebilecek mesafedeydim.Birbirimize çaresizce bakarken gözlerimden yaşlar süzüldü.
"Ezel..."
Ona doğru koşmaya başladım.Bana doğru koştuğunu görebiliyordum.
Ortada buluşunca ona sımsıkı sarıldım.
YOU ARE READING
..KAYBOLDUM
ActionGözlerimin içine öyle derin bakıyordu ki;beni mahkum eden adama sarılıp,dertlerimi anlatıp,omzunda ağlamak istiyordum. Çarpışmaya gelene kadar bırakmamanızı rica ediyorum. Ondan sonra zaten bırakmazsınız.