S.2 Ep.9 "Evlenelim mi"

726 54 6
                                    

Bahar'dan

Derin bir nefes alıp saçlarımı geriye sıvazladım. İçimdeki heyecanı bastırmak için bekliyorum ama olmuyor. Kalbim deli gibi çarpıyor.

"Bahar."

Sinan'ın sesiyle irkilip ona döndüm. O da dudaklarını birbirine bastırıp tuttu gülüşünü.

"Niye burdasın sen hala?"

"Gideceğim gideceğim. Birazdan çıkacağım."

Sinan yanıma gelip, kaşlarını kaldırıp baktı bana.

"Dün akşam çok kararlıydın. N'oldu vaz mı geçtin yoksa?"

"Yok, vazgeçmedim de, yani. Kendimi hazırlamaya çalışıyorum sadece."

Sinan için için gülerek konuştu.

"İlahi Bahar. Gören de gerçekten evlilik teklifi edeceksin sanacak. Adama sadece burda kalabilmesi için formaliteden bir şey yapalım diyeceksin. Gerilme bu kadar."

"Sana demesi kolay tabi. Seni de göreceğiz. Sahi, sen ne zaman açılacaksın Leyla'ya?"

Sinan anında kesti sırıtmayı.

"Ne alakası var şimdi ya?"

"Hıı, kaç bakalım sen kaç. Yalnız bence çok da ağırdan alma. Leyla güzel kız, ne olacağı belli olmaz."

Sinan kaşlarını çatıp baktı.

"Ne demek o ya?"

Ben de gülerek ayrıldım yanından.

"Neyse hadi ben gidiyorum. Sen de elini çabuk tut komutanım."

Sinan'ın bir şey demesine izin vermeden çıktım odamdan. Hızlı adımlarla yürüyüp geçtim koridoru. Dün gece Yavuz'la konuştuktan sonra düşünüp bir karar vermiştim. Yavuz'un burda kalması için ona evlilik teklif edecektim. Yani, formaliteden tabi. Sonuçta o burda kalmak istiyor. İnsanların da ona ihtiyacı var. Ben de ona yardımcı olmak istiyorum sadece. Sadece bu kadar mı Bahar? Hiç mi kendin için istemiyorsun Yavuz'un burda kalmasını? Oraları karıştırma iç sesim. Oraya girersek çıkamayız. Yavuz ne diyecek acaba? Çok şaşıracağı kesin de, kabul eder mi acaba? Yani burda kalmayı istiyorsa eder heralde. Bakalım ben nasıl soracağım bunu Yavuz'a? Heyecandan ölmem inşallah.



Yavuz'dan

"Anne bu yaptığına gerçekten inanmıyorum."

"Oğlum, ben seni düşündüğüm için..."

"Bu nasıl bir düşünme biçimi anne ya? Neden benim ne düşündüğüm, ne istediğim, ne hissettiğim senin için önemli değil?"

"O kız için istemiyorsun gitmeyi di mi?"

"Anne."

"Ne anne? O kız için işte, besbelli. O kızı baloya getirip, bir de üstüne o yaptığınız kepazeliği ayrıca konuşacağız küçük bey ama şimdi hem ondan hem de Karabayır'dan ayrılacaksın. İstesen de istemesen de. O tehlikeli yerde fazla bile kaldın. Hem böylece senin o deli kardeşin de evine dönecek."

"Anne! Lütfen. Kalbini kırmak istemiyorum."

"Orda kalamazsın artık maalesef. Seni çok iyi tanıyorum. Asla istifa etmezsin."

Kaşlarımı çatıp başımı iki yana salladım.

"Sana gerçekten inanamıyorum anne. Ben senin için hiç önemli değilim di mi? Nasıl mutlu olacağımı, nerde mutlu olacağımı, kimle mutlu olacağımı zerre umursamıyorsun di mi?"

YansımaWhere stories live. Discover now