Yavuz'dan
"Tamam Sinan. O zaman ben Yavuz'la hastaneye geçiyorum. Orda görüşürüz."
Bahar telefonu kapatınca ona çevirdim başımı. O da bana bakıp konuştu.
"Tabura gitmeden direkt hastaneye gidelim canım. Bizimkiler de oraya geliyor."
"Sen hazırlanmayacak mıydın?"
"Tim getirecek gelirken."
Kafa sallayıp önüme döndüm. Ardından gülümseyip tekrar Bahar'a baktım.
"Birlikte ilk operasyonumuza gidiyoruz karıcım."
Bahar gülerek baktı.
"Bakıyorum da çok heveslisin kocacım."
Sırıtarak kafa salladım.
"Yalnız hayatım bu tam bir operasyon sayılmaz. Ayrıca bundan daha çok operasyona benzeyen aksiyonlarımız oldu seninle. Sınırötesine gelip Çaylak'ı tedavi etmiştin. Sonra şu İstanbul'daki davet olayı."
"Onlar sayılmaz. Beraber gitmedik oraya. Ayrıca karıcım dedim, o zamanlar daha karım değildin ki."
Bahar gülerek kafa salladı.
"Tamam hayatım, dediğin gibi olsun."
Gülüp döndüm önüme. Bahar da daha ciddi bir tonla devam etti.
"Yalnız Yavuz, çok dikkatli olmanız lazım. Şu an bilinen bir tehdit yok ama neyle karşılaşacağımızı bilmiyoruz."
"Merak etme canım. Dikkatli oluruz. Hem sen varken kim ne yapabilir bana?"
Bahar gülümseyip yanağıma bir öpücük kondurdu. O sırada hastanenin önüne gelmiştik. Arabayı parkedip indim. Bahar da inip yürüdü tırların olduğu yere. Faruk hoca ve Sema hemşire burdalardı. Onları görünce gülümseyip selam verdim.
"Günaydın hocam, günaydın Sema."
"Günaydın Yavuz."
"Günaydın Yavuz bey."
Gülümseyip Bahar'a döndüm.
"Hocam, eşimle tanışmış mıydınız?"
Faruk hoca gülümseyip başını iki yana salladı.
"Henüz tanışmamıştık. Merhaba, ben profesör doktor Faruk Aksoy."
Bahar da gülümseyip Faruk hocanın uzattığı eli sıktı.
"Memnun oldum doktor bey. Üsteğmen Bahar Kutlu Karasu."
Faruk hoca da gülümseyip Bahar'ın elini sıkarken ben de gülümseyerek baktım. Yerim ben senin o Karasu diyen dillerini. Ben hala sırıtarak bakarken Bahar devam etti.
"Sanırım her şey hazır. Tim de birazdan burda olur. Vakit kaybetmeden yola çıkarız."
Faruk hoca kafa sallayıp konuştu.
"Evet üsteğmenim her şey hazır. Son koliler de tırlara yüklendi. Sema ve Yavuz da sizinle gelecek. Yardımların ulaştırılması onların sorumluluğunda."
"Biliyorum doktor bey. Konvoyun güvenliği de bizim sorumluluğumuzda. Allah'ın izniyle sağ salim gidip döneceğiz."
"İnşallah üsteğmenim."
O sırada tim geldi araçlarla. Sinan inip yanımıza geldi.
"Günaydın."
"Günaydın Sinan. Doktor bey hastanenin başhekimi. Profesör doktor Faruk Aksoy."
YOU ARE READING
Yansıma
Fanfiction"Tüm muhteşem hikayeler iki şekilde başlar. Ya bir insan bir yolculuğa çıkar, ya da şehre bir yabancı gelir" demiş Tolstoy. Yavuz da, Bahar'ın şehrine bir yabancı gibi gelmişti. O sıralarda ikisi de farkında değildi; bu gelişin Bahar'ın çöle dönmüş...
