S.3 Ep.14 "Yavuz'un yanında bambaşka bir Bahar çıkıyor ortaya"

666 49 2
                                    

Bahar'dan

Elbisemi giyip fermuarını çekmek için ellerimi arkama getirdim ama beceremedim. Yaram da sızlayınca yüzümü buruşturup çektim ellerimi.

"Yavuz. Hayatım gelebilir misin."

Yavuz kapıyı açıp odaya girdi.

"Ne oldu canım?"

"Elbisemin fermuarını çekemiyorum da, yardım eder misin?"

Yavuz yandan bir gülüş atıp yaklaştı. Ben de gülüp arkamı döndüm. Yavuz yaklaşıp parmaklarını sırtımda gezdirdi. Altı dudağımı ısırıp güldüm. Yavuz da fermuarı tutup çekti yukarı. Ardından boynuma bir öpücük kondurup dikkatlice belime sarıldı.

"Yaran acımıyor di mi?"

"Hayır canım, acımıyor."

Yavuz çenesini omzuma yerleştirip sarıldı belime.

"Elbisen çok yakıştı sevgilim. Muhteşem görünüyorsun."

"Teşekkür ederim hayatım. Hadi sen de değiştir üstünü artık. Misafirlerimiz birazdan gelirler."

Yavuz boynumu öpüp daha sıkı sarıldı belime.

"Daha vakit var. Biraz karımın tadını çıkarayım kimse gelmeden."

Gülümseyip sevdim belimdeki kollarını.

"Leyla'ya bir şey çaktırmadın di mi Yavuz? Sinan'ın geleceğini bilmesin."

"Yok canım, anlamadı bir şey."

"Güzel. Sinan'a da söylemedim Leyla'nın geleceğini. İnşallah çözerler sorunlarını. Biraz da biz sebep olduk bu duruma."

Yavuz kaşlarını çatıp baktı.

"O ne demek?"

"Ya işte Leyla bizim evlilik kutlamamızdan bahsedince Sinan açmış konuyu. Bir de annen bizimle ilgili yeni yumuşamışken tekrar olumsuz bir tepki vermesin diye hemen söylemek istememiş Leyla. Biz olmasak söylerdi belki."

"Bahar, hayatım, Allah aşkına bari bu konuda kendini suçlama. Ne ilgisi var sevgilim? Leyla annemin tepki vereceğini bildiğinden öyle demiştir. Bizimle ne ilgisi var?"

Dudak büküp omuz silktim. Yavuz da ayrılıp kendine çevirdi beni. Kollarını belime dolayınca ben de ellerimi göğsüne getirdim. Yavuz da gülümseyip konuştu.

"Sallandırma dudağını öyle. Bak zaten özledim seni, hem yaralısın, hem misafir gelecek. Beni zorlama Bahar."

Yandan bir gülüş atıp sevdim göğsünü. Yavuz da gülüp boynuma eğildi. Koklayarak sesli bir öpücük kondurunca başımı başına yaslayıp kapadım gözlerimi. Yavuz ayrılıp yüzüme baktı. Ben de mayışık mayışık gülümsüyordum. Yavuz da bakışlarını yüzümde gezdirdi.

"Bu nasıl bir güzelliktir Allah'ım? Bu nasıl bir zarafettir. Hem bu kadar sade, hem bu kadar doğal, hem bu kadar güzel olunur mu?"

Gülüp eğdim başımı. Yavuz da saçlarıma bir öpücük kondurdu.

"Utandın mı sen?"

Gülerek sarılıp başımı omzuna yasladım. Ellerimi sırtına getirip sıvazladım.

"Söyleme böyle şeyler."

Yavuz elini sırtımda gezdirip saçlarımı sevdi.

"Kusura bakmayın küçük hanım. Benim karım dünyalar güzeli, ben de bunları söylemeden duramam."

Kıkırayıp daha sıkı sarıldım Yavuz'a. Yavuz bana böyle iltifat ederken saçma sapan bir hale geliyorum. Utanıyorum, kızarıyorum. Şu hallerimi biri görse tanıyamaz beni. Yavuz'un yanında bambaşka bir Bahar çıkıyor ortaya. Benim bile tanımadığım bir Bahar. Ozan'la böyle bir ilişkimiz yoktu bizim. Onu çok seviyordum evet ama o Yavuz'dan çok farklıydı. Yavuz kadar romantik değildi. Bana benziyordu bu konuda biraz. Biz aslında birçok konuda birbirimize benzerdik. Sanırım o yüzden öyle çok sevmiştim Ozan'ı. Ama Yavuz, çok farklıydı benden. Hayata benden çok farklı açılardan bakabiliyordu. Hiç aklıma gelmeyen, hiç düşünmediğim şeyleri farketmemi sağlayabiliyordu. İnsan zıttıyla var olup, zıttıyla tamamlanıyormuş meğer. Yavuz saçlarımı öpüp ayrıldı benden. Ellerimi yüzüne getirip sevdim usul usul. Yavuz da gülümseyip baktı.

YansımaWhere stories live. Discover now