XIX-XII

13.6K 1.3K 381
                                    

19 Aralık
12.13, gece.

Saygıdeğer beyefendi,

Ah, kalbim nasıl atıyor bir bilseniz! Elim zar zor tutuyor kalemi, parmaklarım titrememek için direniyor. Siz oldukça sıradan ve hatta belki de beklemediğiniz bir şekilde sıkıcı, konuşmalar açısından boğucu bir akşam geçirdiniz lakin ben aynısını söyleyemeyeceğim. Davet son bulurken hissettiğim hafif rahatsızlığa rağmen fazlasıyla değişik ve hoş bir geceydi.

Doğrusu her şey beklenmedik bir şekilde gerçekleşti. Bizim tanımadığımız diplomat bey ile babamın çok eskiye dayanan tanışıklığı olduğu gerçeği Çiçekli Hanım evden ayrıldıktan yalnızca bir saat kadar sonra ortaya çıktı. İşlerini belli ki bugün erken bitirmiş olan babam kapıdan henüz içeri girmişken şapkasını çıkartıp "Hanımlar, derhal hazırlanın!" dediğinde yüzüne bu sözlerine anlam veremediğimi belli eder bir şekilde baktım. Hafif bir gülümsemeyle bana döndü o an ve tebessümünü eksiltmeden "Çok değerli bir beyefendinin davetine katılacağız. O yüzden en şık elbiseni giymeni istiyorum senden. Ama merak etme, her şekilde muhteşem olacağını biliyorum," dedi ve neşeli bir tavırla salona doğru yürüdü. Sevinçle merdivenlerden çıkarken diğer yandan kız kardeşime sesleniyor ve hemen hazırlanmasını istiyordum. Yüzümdeki neşeden anlamış olsa gerek, hiçbir şey sormadan giyinme odasına geçti ve tatlı bir melodi mırıldanarak hazırlanmaya başladı.

Evin diğer üç sakininin aksine ben kalbimde, büyük bir heyecan, haberin beklenilmezliği karşısında gelişen şaşkınlık ve tarif edilemez bir neşe taşıyordum. Göğsümü ezip geçmeye çalışıyordu sanki yüreğim, ciğerlerime dar geliyordu bedenim. Daha fazla hava, daha fazla! Evet, sanki böyle haykırıyorlardı. Sizi görecektim beyefendi, sizi tekrar görecektim! Nasıl çarpmazdı kalbim daha hızlı, nasıl durabilirdim sevinçli şarkılar söylemeden? Yine de babam kravatını bağlarken ve annem elbisesinin kurdelesini ayarlarken üst kattaki odalarında olduğundan kendime hâkim olmak durumunda kaldım ve böylece bir buçuk saat kadar geçti.

Saygıdeğer diplomatın evi bizimkinin aksine şehir merkezindeydi ve itiraf etmeliyim ki oldukça göz alıcıydı. Mutlaka dikkatinizi çekmiştir o heykeller ve sfenksler! Doğrusu pek beğendim. Belki de ev sahibini bizzat tebrik etmeliyim zevkinden ötürü ancak onu görebileceğimi dahi sanmıyorum zira fazlasıyla meşgul olacaktır. O kadar fazla konuğu ağırlıyor olmak eminim ki oldukça yorucu, bir yandan zevk verici olsa dahi sorumluluğun getirdiği derecede gerginliğe sebep olan bir durum olmalıydı.

Her şeye rağmen içeriye girdiğimizde bütün kötü olasılıklardan arınmış bir hava doldu ciğerlerime. Heyecanım hafifledi, ruhuma ağır gelen bütün duygular yerini huzura bıraktı. Operada bakışlarım ilk defa size çarptıktan sonra nasıl aradıysa gözlerim sizi, bir kez daha aradım sizi aynı şekilde. Daha yoğun bir tutku sardı ancak içimi, hafiflemiş miydi heyecanım hiç? Hayır, öyle sanmış olmalıyım çünkü fazlasıyla inandırmıştım kendimi. Öyle ki bu gerçek dışı düşünce yemeğe kadar beni takip etti. Katiyen serbest bırakmadığı zihnimden kopması için sizi görmem şarttı ve bu da ancak herkes yemeğin başlayacağı bildirildiği zaman yemek odasına geçince sizin isminizin odanın diğer köşesinde telaffuz edilmesiyle mümkün oldu. Sonrasında eklediler:

"Bayım, bayım! Bu tarafa!"

Sizi çağırdılar. Önce saçlarınızın koyu tutamları gözüktü insanların arasında. Parlak ışıkların altında her zamankinden daha canlı duran yüzünüz kalabalıktan sıyrılırken sizin masanın benim bulunduğum tarafına geldiğinizi çok sonra fark ettim. Herkes sandalyelerine yerleşmeye başladığında sizi uzun zaman sonra tekrar görmenin verdiği heyecanı henüz aşamamışken bir de tam karşımdaki sandalyeye oturmakta olduğunuzu görmek, tahmin edemeyeceğiniz kadar ağır bir acı yaşattı bana. Dilim tutulmuş gibiydi ve avuçlarım terliyordu. Sıcaktı oda ancak neden buz kesmişti ellerim? Duygular farklı iklimleri yaşatacak kadar güçlüydü demek. Öyle güçlü ve öyle bağlayıcıydılar ki kendilerine, ancak yanıma oturmuş olan kız kardeşimin gümüş renkli kaşığı eline alırken kaşığın çıkardığı çınlama gözlerimin önüne düşen perdeyi kaldırdı ve böylece yemeğin başlamış olduğunu fark ettim.

Beyefendiye MektuplarHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin