VII-VI

3.1K 470 64
                                    

7 Haziran
12.08, öğle.

Dün yazmalıydım size, her şeyi öğrenmeden önce, son bir kez. Şimdi öyle zorlanarak tutuyorum ki kalemi, pişmanlığım kalbimi saran acıyı harlıyor. Neden yapamadım bilmiyorum fakat gün boyunca etrafımı saran huzursuzluğun bir sebebi olmalıydı ve o, güneş ilk veda reveransını yaparken beni bulmuştu. Meğer varlığımı bir türlü bırakmayan o boğucu mihnet, muazzam düzenli, köşeleri dahi hiçbir şekilde kırışmamış bir kâğıdın içinde saklanıyormuş.

"Üzülerek bildiriyoruz ki 22 Mayıs akşamında gerçekleşen elim kaza sırasında gemide bulunan bütün mürettebat ve yolculara ulaşılmış ancak bildirilenler haricindeki herkes, hayatını kaybetmiştir."

Dün bana ulaşan mektupta, ruhumu bıraktığım cümle buydu. Ellerimin arasında tutamadığım cümleler kirpiklerime tutunmuş, onları da kendileriyle birlikte rüzgârın bir parçası yapmak istemişlerdi. Diledikleri olmamıştı ancak, mücadele edilmişti. Ne var ki karanlık bir örtü kaplamadan önce bakışların göğünü, küçük bir ümidin yaşadığı narin tohum, zayıf bir dalgaya tutunup dudaklarıma doğru yola çıkmış ve ardından kapılarını sıkıca kapatmıştı. Artık, beyefendi, kim beni umudumu kaybettiğim için suçlayabilir ki? Ben, sizi kaybettim.

Sonsuza dek.

Sanırım... Artık neden sonsuzluğa ulaşmayı dilediğinizi anlıyorum. Neticede, her şeyini yitirmiş biri yalnızca fâni ömrünün nihayete ereceği günü bekler fakat bir süre sonra bu bekleyiş, kişinin dayanabileceğinden çok daha uzun sürerse yahut kalbinde taşıyabileceğinden çok daha ağır bir yük varsa artık hayat gerçek anlamda zulüm olur, ızdırap büyür. Acılar, ölümün mücevheri gibidir ve ona kattıkları güzellik, öncesinde korkulan bir teklifken sonrasında reddedilemez bir hal alabilir. Bir kez kapanan gözler tekrar açılamaz ve doğrusu, şu anda bu fikir, her şeyden daha kabul edilebilir geliyor bana.

Öyle ya beyefendi, insanın yarına uyanmak için bir sebebi yoksa neden sonsuza dek uyumasın ki, değil mi?

Bir de sonunda sizi göreceksem ve bu bir rüya olmayacaksa...

Beyefendiye MektuplarOù les histoires vivent. Découvrez maintenant