2.BÖLÜM - Adonis ne arar benim evde?

188K 2.5K 177
                                    

“Harika bir çocukla tanıştım!”

Pazar sabahı Melis’le kızarmış ekmeklerimizi kemirirken, Yağmur her zamanki gibi enerji dolu bir şekilde mutfağa giriyor ve bombayı patlatıyor.

“Neden hiç şaşırmadım?” diyor Melis gözlerini devirirken.

“Bu sefer gerçekten harika!” diye diretiyor Yağmur 32 diş sırıtarak. “Adı Ceyhun. 27 yaşında. Diş teknisyeni.”

“Yarışmaya İzmir’in Şirince köyünden katılıyor.” diyorum onun heyecanlı cümlesini yarıda keserek. Bunun üzerine Melis’le birlikte kahkahalarla gülüyoruz.

“Susacak mısınız?!” diye soruyor Yağmur bize kötü kötü bakarken.

“Tamam tamam.” diyorum gülmeme son vererek. “Devam et.”

“Etiler’de oturuyor. Gitar çalıyor ve sol kolunda harika bir dövmesi var!” diyor taramalı gibi anlatmaya devam ederken. Daha sonra da gözlerini hülyalı bir şekilde kırpıştırıyor. “Çok seksi!”

“Nasıl tanıştınız diye sormaya korkuyorum.” diyorum Yağmur’un uçuşan hallerini süzerken.

“Dün gece barda dans ederken birden yanıma geldi ve bilin bakalım ne dedi?” diye soruyor heyecanlı bir şekilde sırıtarak. Melis’le birbirimize anlamsız bakışlar atıyoruz.

“Birlikte dans edelim mi?” diyorum tahmin yürüterek. Yağmur başını iki yana sallıyor.

“Kalçalarınız çok seksi.” diyor bu kez Melis tahmin yürüterek.

“Hayır.” diyor Yağmur sırıtarak.

“Hey bebek bir şeyler içelim mi?” diyorum yeniden şansımı deneyerek. Ama Yağmur yine başını sallıyor.

“Sıkı durun!” diyor tüm dişlerini göstererek gülümserken. “Merhaba. Dişleriniz ne kadar güzel.”

Yağmur konuştuktan sonra sırıtmaya devam ederken Melis’le ben birbirimize ikinci defa anlamsız bakışlar atıyoruz.

“Ben de ‘Öyle mi?’ diye sordum. ‘Evet. Çünkü ben diş teknisyeniyim.’ dedi. Sizce de çok tatlı değil mi?”

“Bana biraz geri zekalıymış gibi geldi.” diyor Melis, Yağmur’un sırıtan suratını düşürerek.

“Bana da iş kolik.” diyorum kedim Tarçın’ın tombul bedenini mutfaktan içeri sürüklemesini ve ayağıma dolanmasını izlerken.

“Siz ne anlarsınız!” diyor Yağmur saçlarını savurarak. Daha sonra da pis pis sırıtıyor. “Her neyse. Oturup sizinle muhabbet etmek isterdim ama akşama randevum var.”

Melis ve ben aynı anda homurdanıp gözlerimizi devirirken Yağmur adeta bir balerin misali koşturarak gözden kayboluyor.

***

“Hala bir cevap yok mu?” diye soruyor Melis elmasından bir ısırık alırken. Yağmur gittiğinden beri tıkınıp duruyoruz ve saat neredeyse akşamüzeri altıya geliyor.

“Hayır.” diyorum başımı umutsuzca sallayarak. “Sanırım ev arkadaşı falan bulamayacağım ve parasızlıktan aç kalıp öleceğim.”

“Elbet birileri arayacaktır.”

“İlanı vereli neredeyse bir hafta oldu.” diyorum hatırlatarak. “Şimdiye kadar çoktan aramış olmaları gerekirdi.”

NUMARA 12Where stories live. Discover now