43.BÖLÜM - Turşu olmadan asla!

161K 2K 441
                                    

Hepinize yorumlarınız ve voteler için teşekkürler :) Gelen sorular üzerine Twitter adresim 'https://twitter.com/masalkiziii' dır. Merak edip, soranlara duyurulur ;) GB'nin bu akşamki bölümü de sinirlerimi ve moralimi bozduğu için yeni bölümü moral olması açısından paylaşayım dedim ;) Yorumlarınızı eksik etmeyin ;)

 

Bu bölümü Rümeysa'ya ithaf ediyorum. Beğenmen dileğiyle Rümeysacım :)

Gözüme vuran gün ışığıyla yüzümü hafifçe buruşturup, diğer tarafa dönmek için hamle yapıyorum. Tam bu sırada omzumu arkamdaki sert bir nesneye çarpıp, gözlerimi ani bir telaşla açıyorum. Şaşkınlıkla nerede olduğumu hatırlamaya çalışırken bir anda kendime geliyorum.

Yer yatağındayım. Beni belimden sımsıkı sarmış olan Kerem’le birlikte..

Hafifçe kıpırdanıp, Kerem’i uyandırmamaya dikkat ederek, tamamen ona doğru dönüyorum. Ah Thor ah.. Bana asırlık prensiplerimden birini yıktırdın ya helal olsun sana! Dudaklarımın aralanıp, gülümsemesine engel olamıyorum bir türlü. Bir insan nasıl aynı anda hem bu kadar iri, hem de bu kadar çocuksu olabilir?

Başımı koyduğum yumuşacık yastıktan kaldırmadan uzun bir süre Kerem’i izliyorum. Derin derin nefesler alırken geniş göğsü inip kalkıyor ve bana doğru dönük olan yüzünde de son derece huzurlu bir ifade var. Dayanamayıp sol elimi yanağına koyuyorum ve tüy gibi bir dokunuşla hafifçe okşuyorum. Hiçbir tepki vermeden uyumaya devam ediyor. Gecenin bir köründe çocuğu yatağından kaldırıp yanıma getirttiğim için de bu gayet normal tabi. Zavallı Thor.. Benim yüzünden çekmediği şey kalmadı gerçekten de.

Elimi çeker çekmez Kerem yüzünü buruşturup, kaşlarını çatıyor ve başını kıpırdatıp derin bir nefes vererek uyumaya devam ediyor. Kaşlarının arasında oluşan çizgiye bakıp ben de kaşlarımı çatıyorum hemen. Daha sonra da parmağımı sanki onu düzeltebilirmişim gibi çizgiye dokunduruyorum. Derin bir nefes alırken, çizgi anında kayboluyor ve Kerem az önceki huzurlu ifadesine geri dönüyor. Şu haliyle ne kadar şeker göründüğünü biliyor mu acaba? Pamuk Şekerim -bu lakabı Thor’a söyleyen olursa bittiğimin resmidir!- benim!

Kerem uykusunda hafifçe iç çekerken aklıma gelen fikirle doğrulmaya çalışıyorum. Ama beni sımsıkı tutan kolları adeta bir kelepçeymiş gibi hareket etmeme izin vermiyor maalesef. Hatta bu kadarı yetmezmiş gibi beni bilinçsizce biraz daha kendine bastırıyor ve iç organlarımın pestil haline gelmesine neden oluyor.

Acaba kafamı sol tarafa doğru oynatsam biraz olsun nefes alabilir miyim?

Kerem’in üzerimdeki kollarını çaresizce gevşetmeye çalışmaktan yorulup bir süre daha beni sıkıca bastırdığı göğsünde fotosentez yaparak yaşamaya çalışıyorum. Bir beş dakika geçtikten sonra yeniden kıpırdanıyor ve kollarının bir anlık gafletinden yararlanıp neredeyse görünemeyecek kadar hızlı bir şekilde yataktan kalkıyorum.

Hadi bakalım o zaman. Ordular ilk hedefiniz mutfaktır, ileriii!

***

Annemin yıllaaaar yıllar önce bana aldığı üzerinde pembe küçük çiçeklerin bulunduğu kahvaltı takımını çıkartırken bir yandan da demlenmeye başlayan çayın altını kapatıyorum. Tabakları masanın üzerine yerleştirip Melis’i uyandırmak için mesaj atıyorum. Dört tane tabağı karşılıklı dizerek, reçelleri ve peynir tabağını ortaya yerleştirdiğimde telefonum çalıyor.

NUMARA 12Where stories live. Discover now