50.BÖLÜM - Bizim oranın adetleri, meşhurdur cinayetleri!

141K 1.8K 357
                                    

Hepinize tekrardan teşekkür ederim. Hasta olduğum için bölüm biraz gecikti. Kusuruma bakmayın lütfen :/ Bu bölüm hastayken yazdığım için benim pek içime sinmese de umarım sizin hoşunuza gider. Yorumlarınızı bekliyorum.

Okuyucularımdan İrem sağ olsun Numara 12 için bir tanıtım videosu hazırlamış. Hikayenin tanıtım kısmına ekledim videoyu. Merak edenler bakabilir ;) Çok teşekkür ederim İremcim. Çok güzel olmuş. Ellerine sağlık :)

Multimedya bölümünde Zeynep'in kıyafetini, saçını ve makyajını görebilirsiniz ;)

Bölümün ithaf sahibi Nezahat'ın isteği üzerine;

Soner, Nezahat seni çok seviyor. Bu bölüm ikinize gelsin ;) Beğenmeniz dileğiyle ;)

Evin içinde herkes bir o tarafa bir bu tarafa telaşla koştururken kendimi Sahra çölünde mahsur kalmış bir kutup ayısı kadar yalnız ve çaresiz hissediyorum. Sabahın köründe annem, Melis, teyzem ve Yağmur zebellah gibi tepemde dikilip beni bilmem kaçıncı güzellik uykumdan uyandırdığından beri kıçım yere değmedi yemin ederim!

“Zeynep! Gel buraya!”

Melis Hanım bugün yine gününde. O cırtlak sesiyle sanki ben onun emir eriymişim gibi sürekli olarak komut veriyor bana haspam. Bugün hayırlısıyla bi bitsin, ben başka bir şey istemiyorum. Daral geldi ya!

“Zeyneeeep!”

Evet Zeynep Hanım, duydun Melis’in sesini. Koş, koş, koş!

“Bravo Zeynep!” diyor Melis ben odamdan içeri girer girmez alaycı bir ifadeyle beni alkışlarken. “Sonunda teşrif edebildin! Kızım bilmem farkında mısın ama akşam kız istemeye gelecekler!”

“Biliyorum.” diyorum olağan bir ifadeyle omuz silkerken. Ben ne kadar sakinsem, Melis benim iki katım panik olmuş durumda.

“Biliyormuş!” diyor gözlerini kocaman açarak beni odanın ortasına yerleştirdiği sandalyeye çekiştirerek oturturken. “Bu ne rahatlık ya! Pes! Bilmem farkında mısın ama Kerem’ler bu akşam beni değil, seni isteyecekler.”

“Ne yapayım Melis?” diye soruyorum hemen kendimi savunarak. “Sanki dünyada ilk istenen kız benim.”

“Of! Sana laf anlatmaktan sıkıldım ben!” diyor hemen diğer sandalyeyi benimkinin yanına çekiştirip otururken. Daha sonra da bir atmaca misali elimi kapıveriyor. “Ver şu elini.”

“Elime de mi maske yapacağız?” diye soruyorum korkuyla ürpererek. Allah’ım dün geceden beri Melis ve güzellikle kafayı bozmuş hormonları sağ olsun en az 30 tane maske yaptım. Bir de el maskesi çıkmasın şimdi başıma durduk yere.

“Ne maskesi Zeynep?” diyor Melis gözlerini devirerek. “Ele maske mi yapılırmış?”

“Ne bileyim ben.” diyorum omuzlarımı tekrardan silkerken. “Belki yapılıyordur. Kozmetik çok ilerledi.”

Melis bana dönüp, öyle bir ifadeyle bakıyor ki ne demek istediğini konuşmasa bile şıp diye anlıyorum. ‘Çok cahilsin, keşke ölsen!’

“Allah’ım ne kadar cahil bir arkadaşım var benim?” diyor Melis gözlerini benden alıp, tavana dikerek ağlamaklı bir tonda konuşurken. Ben de kafamı kaldırıp salak gibi onun baktığı yere bakıyorum. Bildiğin tavan var. Allah Allah! Neyse. “En kısa zamanda sana güzellik ve bakımla ilgili tüm bilgilerimi öğretmem şart oldu.”

NUMARA 12Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin