79.BÖLÜM - Bir küçük 'şıllak' meselesi!

86.3K 2.2K 252
                                    

Hepinize çok çok teşekkür ederim :) Umarım bölümü beğenirsiniz ^^

Multimedya bölümünde bölüm şarkısı ve bölümdeki Tuşu&Thor çiftimizin eğlenceli hallerini görebilirsiniz ^^ Keyifli okumalar..

Küçük bir duyurum var. MelekSnck arkadaşımız Güneşi Beklerken'le ilgili bir video hazırlamak istiyor. Katılmak isteyenleriniz olursa eğer kendinizi videoya çekeceksiniz. Herhangi bir yaş sınırlaması veya benzer şeyler yok. Videoda Güneşi Beklerken hakkında düşündüklerinizden ve duygularınızdan bahsedeceksiniz. Bu herhangi bir teşekkür videosu da olabilir. Yapmanız gereken önemli şey ise; videonun sonunda ''Forever Güneşi Beklerken'' demeniz. Videoları ulaştırmanız için facebook ve twitter adresi Melek arkadaşımızın profil bilgilerinde mevcut.

Yeni bölüm ne zaman gelir bilemiyorum. Şehir dışına çıkma ihtimalim var. Bu yüzden gecikebilir haberiniz olsun ;)

 Bu bölümü Sedef'e ithaf ediyorum. Beğenmen dileğiyle Sedefcim.. :)

^^Kerem^^

Uyandığımda kendimi koltukta iki büklüm olmuş bir halde buluyorum. Dün gece gözlerim sabaha karşı iflas ettiği için uyuyakalmışım doğal olarak. Kanepeden kalkarak gözlerimi ovuşturuyorum ve uyuşan kollarımı gevşetmeye çalışıyorum. Yerimden kalkıp mutfağa doğru hızlı hızlı yürüyorum ve vakit kaybetmeden kahvaltı hazırlıklarına girişiyorum.

En azından kahvaltı yaparken Zeynep’i konuşmak için ikna edebilirim belki. Şansım yaver giderse tabi.

Tost makinesinin fişini taktıktan sonra tost ekmeklerinin içine kaşar peynirini yerleştirip basma işlemine geçiyorum. Daha sonra da Zeynep’in sevdiği gibi domates ve salatalıkları da doğradıktan sonra kahvaltılıkları da masaya yerleştiriyorum. Tam bu sırada mutfağın kapısı açılıyor ve Zeynep içeri giriyor.

Saçları her sabah olduğu gibi bu sabah da kabarmış ve yanakları kırmızı kırmızı olmuş. Bu haliyle o kadar şirin görünüyor ki onu öpemeyecek olmak beni koca bir hayal kırıklığına uğratıyor.

Ah ulan Barış! Hem kendini yaktın, hem de beni..

“Günaydın güzelim.” diyorum çaresiz ve az da olsa umutlu bir ifadeyle yüzüne bakarak. Benim aksime ifadesiz bir yüzle bana bakıyor ve yanımdan dümdüz geçerek buzdolabına doğru yürüyor.

“Günaydın.”

Zeynep buzdolabının kapısını açıp, şişelerin arasında bir şeyler ararken, araya girme gereği hissediyorum.

“Şey.. Vişne suyun burada.. Ben hazırlamıştım senin için.”

Zeynep bana doğru dönerek kısa bir bakış atıyor ve daha sonra da buzdolabının kapağını kapatıp sandalyesine oturuyor. Derin bir iç çekip tost makinesindeki ekmekleri alarak tabağa yerleştiriyorum ve masadaki yerime geçiyorum. Uzun bir süre kimseden çıt çıkmıyor. Kahvaltımız büyük bir sessizlik içinde geçiyor ama ben daha fazla dayanamayarak bu sessizliği bozmak için konuşmaya çalışıyorum.

“Güzelim? Konuşalım mı artık?”

“Tamam.” diyor kafasını aşağı yukarı sallayarak.

Yanlış duymadım ben dimi? Tamam dedi. Kabul etti. Allah’ım şükürler olsun.

Zeynep masadan kalkıp etrafı kısa bir sürede toplarken sandalyede oturmuş onu izliyorum. Koca bir bardak su içtikten sonra mutfaktan çıkmak için hamle yapıyor. Ben arkasından bön bön bakarken kapıda duraksayıp bana doğru dönüyor.

NUMARA 12Where stories live. Discover now