❌ 51. BÖLÜM ❌

1.1K 94 28
                                    

BARIŞ'IN  ANLATIMINDAN;

Boğazdan gelen yakıcı öksürme sesi ile gözlerimi açtım. Her sabah olduğu gibi önce odamdan çıkıp daha sonra mutfağa ilerledim ve büyük boy bardağa su doldurup haftalık ilaç kutusunu alıp Gazel'in odasına girdim.

Gazel nerdeyse bir aydır öksürmekten uyuyamıyordu. Beni gördüğü gibi yataktan doğrulup elimdeki bardağa uzandı. Bardağı ona  verip ilaçlarını da avucuna döküp içmesini bekledim. Içmesi gereken bir ton ilaç vardı ve ben o içene kadar asla başından ayrılmıyordum. Ilk zamanlar ilaçları içmediği için bir ilerleme olmamıştı bende bunu öğrendikten sonra ilaçları içerken ve sonrasında hep yanında bekledim.

Nerdeyse altı ay olmuştu ve Gazel ikinci evrenin ortalarına gelmişti. Abisinin özenle kestiği saçları da dökülmüştü. Bedeni iyice zayıflamış, gözaltları ise çökmüş durumdaydı. Evden hastane harici çıkmıyordu. Sabahları birlikte yemek yedikten sonra odasına kapanıyor akşam çıktığında yine yemek yiyip yine odasına giriyordu. Gün içinde birkaç kelimenin dışına çıkmıyordu. Altı ay içerisinde abileri ve amcası gelmeyi teklif etse de Gazel sert bir dille onları red etmişti. Aynı şekilde Giray da öyleydi. Onunla telefonda konuşuyordu ama gelmesini istemiyordu. Kimseyi istemiyordu.

"Hazırlan, tahliller için hastaneye gitmemiz gerek."

Gazel'in bugün hangi durumda olduğunu öğrenmek için hastaneye gidecektik. Ondan daha fazla heyecanlı ve korku doluydum ama bunu ona asla belli etmiyordum. Gazel başını sallarken bardağı da alıp odadan çıktım. Bardağı tezgâhın üzerine bırakıp ben de hazırlanmak için odama girdim. Üzerimdeki pijamalardan hızlıca kurtulup üzerimi giyindim. Gazel sağolsun sayesinde ben de postal giymeye başlamıştım. Isterse hava elli derece olsun biz yine de postal giyiyorduk. Üzerimi giyindiktem sonra Gazel'in eski dosyalarını da alıp odadan çıktım. Gazel dış kapının yanında dikilmiş öylece yere bakıyordu.

"Hadi çıkalım."

Bana bakmadan çıkmıştı evden. Arkasından bende çıkıp kapıyı kilitledim. Gazel'in arkasından giderken, birlikte siteden çıkıp yürümeye başladık.

"Yine pek bir gevezesin."

Bir şey demeyip yürümeye devam etmişti. Morali bozuktu, bunu biliyordum ve elimden hiçbir şey gelmiyordu. Bu durum ne kadar benim de moralimi bozsa da, burda önemli olan ben değildim, Gazel'in kendisiydi.

Gazel her ne kadar belli etmese de kendine dikkat ediyordu. İlaçlarını sızlanmadan içiyor, geceleri de vitamin alıyordu. Kendini salmıyordu ve bugün umarım bütün bu çabalarının karşılığını alırdı.

Hastaneye girdiğimiz gibi her zamanki odaya doğru ilerlemeye başladık. Gazel doktorun odasına kapıyı çalmadan girerken, doktor artık bu duruma alıştığı için bir şey dememişti. Ikimizde koltuklara oturup doktoru bekledik.

"Nasılsın Gazel?"

Gazel başını kaldırıp doktora bakarken kafasını salladı.

"Idare ediyorum. Ya siz?"

Doktor gülümseyip ayağa kalktı.

"Teşekkürler, bende iyiyim. Bugün seni bir cihaza sokacağız. Bunun sayesinde ne durumda olduğunu göreceğiz."

Gazel ayağa kalkarken odanın arka tarafına geçtik. Büyük kapsül gibi bir makine vardı. Gazel ayakkabılarını ve üzerindeki metal eşyaları çıkarıp makinenin içine girdi. Doktor birkaç tuşa tıkladıktan sonra makineden sesler gelmeye başlamıştı.

Yaklaşık yirmi dakikanın sonunda Gazel makineden çıkmış, doktor ise not aldığı kağıtlar ile birlikte odaya geri dönmüştü. Doktor önündeki kağıtları incelemeye devam ederken küçük bir kağıt alıp bir şeyler yazdı ve bana uzattı.

SOĞUK SEMT   Where stories live. Discover now