❌ 7. BÖLÜM ❌

4.7K 247 35
                                    

❌ Beni zehirlerken sen, ben sağlığına içiyorum.

POYRAZ'IN ANLATIMINDAN;

Oldukça sıkıcı geçen şu davet şeysi ile canım iyiden iyiye sıkılmaya başlamıştı. Davete geleli yarım saat olmuştu. Oldukça büyük olan salon küçük bar masaları ile doldurulmuştu. Havalandırmalar sayesinde normal sıcaklıktaki ortam galiba en iyi detay olmuştu. Önümdeki masanın üzerinde olan viskiyi elime alıp yudumlarken bir yandan da etrafa bakıyordum. Yağız iki masa ötedeki kızlar ile konuşuyordu. Giray abi tam karşımda Selim ile konuşuyordu. Onu yalnız bıraktığım için kesinlikle beni öldürecekti. Elimdeki içkiyi masaya bırakıp Giray abiye doğru ilerlemeye başladım. Onların olduğu masaya gelmem ile onlara değilde, hemen arkalarında olan camdan dışarıya baktım. Hava iyice kararmıştı. Bunun da üzerine yağmur yağmaya başlamıştı. Gözlerimi gökyüzüne kaldırırken gördüğüm şey ile gözlerim kısılırken daha dikkatli bakmaya başladım. Hemen karşı binanın çatısındaki karartı dikkatimi çekerken cama doğru yaklaşmaya başladım. Camın aniden kırılması ile arkadan gelen düşme sesi ve çığlıklar bir olmuştu. Her şey bir anda gelişirken arkamı döndüm. Selim yerde yatarken, tekrar dönüp çatıya baktım. O karartı gitmiş yağmur ise hızını arttırmıştı. Tekrar arkamı dönüp Giray abinin yanına giderken Selim'e daha dikkatli baktım. Tam olarak alnından vurulmuş olan Selim, boylu boyunca yerde yatıyordu. Alnından akan kan kaliteli zemin üzerinde küçük bir gölet oluşturmuştu. Etraftaki korumalar herkesi dışarıya çıkarırken Yağız dikkatimi çekmişti. Dikkatkice yere bakıyordu. Sonunda Selim'in birkaç metre ötesinde yerde bulduğu şeyi almış ve bize dönmüştü.

"Abi bu aynı keskin nişancı."

"Ne?"

Yağız bize doğru gelip elindeki kurşunu gösterdi.

"Abi o gün Arslanoğullarına kurduğumuz tuzak sonucunda biri tüm adamlarımızı öldürmüştü. O gün gittiğimizde ben bir süre sonra geri dönmüş kovanlara bakmıştım. Bu da o günkü kovanlarla aynı abi. Yanı aynı kişi, aynı sniper."

"Oldukça profesyönel biri. Kurşunun hızının rüzgarını hemen kulağımda hissettim. Gerçekten de iyi bir sniper."

Giray abi düşünceli bir şekilde yere bakmaya başladı.

"Onu istiyorum Poyraz. O adamı bulun bana!"

Başka bir şey demeden arkasını dönüp giderken bu olay oldukça canımı sıkmıştı. Yağız hala elindeki kovanlara bakarken onu orda bırakıp büyük salondan çıktım. Dışarıya çıktığım gibi otoparka giderken arabama binip hızla mekana geçtim. Arabayı mekanın önüne bırakıp içeriye girdim.

Medusaya hoş geldiniz!

Burası bizim ilk mekanımızdı. Biz burayı ilk tanıştığımız zamanlar, paralarımızı birleştirmiş biraz da Giray abinin sayesinde almıştık. Giray abinin genç yaşta başladığı sokak dövüşleri burayı almamızı oldukça kolaylaştırmıştı. Ilk aldığımız zaman vasat bir halde olan bar şimdi Türkiye'de başta gelen barlardan biri olmuştu. Medusa'ya gelenler bir daha çıkmak istemezken, mekân 24 saat açık oluyordu. 2 katlı olan mekânın üst katında Giray abinin, benim ve Çağan'ın odası vardı. Üst kata herkes çıkamazdı, sadece yetkili olanlar ve özel misafirler. Alt katta ise; giriş merdiveninin hemen altında oldukça pahalı içkilerin bulunduğu bar tezgahı vardı. Bar masaları duvar kenarlarında dururken dans pisti geniş tutulmuştu. Mekanın arka taraflarına doğru localar bulunuyordu. Mekan oldukça geniş olduğu için arka tarafta tuvaletler ve odalar bulunuyordu. Mekân lacivert, gri ve siyah renklerden oluşuyordu. Duvarlarda çeşitli tablolar ve Medusa resimleri vardı. Tavanda bulunan spotlar ve letler ile ortamdaki ışık sürekli değişirken mekâna daha marjinal bir hava katıyordu.

SOĞUK SEMT   Where stories live. Discover now