❌ 23. BÖLÜM ❌

3.6K 245 217
                                    

Önce sevdiğin gider, sonra uykun.
Sonra ne sevdiğin gelir, ne de uykun.

GAZEL'İN ANLATIMINDAN;

Bu aralar pek bir şey bilmiyorum açıkçası. Kendi içimde, kendi kendime boğuluyor gibi hissediyorum. Birçok şeyi içime atmaktan derin bir nefes bile alamaz olmuştum. Sanki ölüm değil de yaşamak öldürüyordu beni. Nasıl veya ne zaman bilmiyorum ama sanırım bir umut kurtulmayı bekliyorum. Her başımı yere eğip gözlerimi kıstığımda, verdiğim derin nefesimde görüyorum ben tükenmişliğimi ve kırılan kalbimi.

Hâlâ kapının hemen önünde öylece ayakta dikiliyorduk. Giray çoktan yukarıya çıkmış ve gözden kaybolmuştu. Içimdeki ona karşı olan merak duygusunun bir hayli kabarması ile bende merdivenlere yönelmiş ve yukarıya çıkmıştım. Ayaklarım artık ezbere bildiği yolda ilerlerken halâ daha içimden bu Samet şetefsizinin zamanlamasına sövüyordum. Giray'ın odasının önüne gelmem ile kapıyı çalma gibi bir huyum olmadığı için direk içeriye girdim. Giray yatağının üzerine oturmuş, kollarını dizlerine dayamış ve kafasını da elleri arasına almış öylece yere bakıyordu. Benim geldiğimi duymadığı belli oluyordu. Yırtık dondan çıkar gibi gelen Samet onun moralini epey bozmuştu anlaşılan.

Yavaş adımlarla ona doğru giderken sonunda beni duymuş ve başını kaldırıp bana bakmıştı. Beni gördüğü gibi yatakta yan bir şekilde oturup önündeki boşluğa iki kere vurarak beni çağırdı. Hızla gösterdiği boşluğa yan bir şekilde oturarak, bacaklarındaki ellerini tutup kendi bacaklarımın üzerine koydum. Gözleri bana değmezken, tekrar yere bakmaya devam etti. Ellerimden birini ellerinden çekerek yanağına koydum. Elimin içine batan sakalları rahatsız etmek yerine zevk veriyordu. Elimi yanağında hareket ettirerek bana bakmasını sağladım. Çenesini vana bakmak için hafif kaldırıp onunla göz göze geldim. Burukça gülümsedim. Oturduğum yerde yükselip ona yaklaştım ve dudaklarına dudaklarımı bastırdım. Küçük bir öpücük sonrasında tekrar yerime oturdum.

"Bozma moralini artık. Samet gelmeden iyi bir plan yapar ve onu alt ederiz."

Kafasını iki yana salladı. Çenesindeki elim tekrar kucağımdaki elleriyle buluştu.

"Onu hiç tanımıyorsun Gazel. O, manyağın tekidir. Zaten benden nefret ediyor bir de babasını öldüren birinin benim için çalıştığını öğrenirse hepten işler  boka sarar."

Ellerini bırakıp ayağa kalktım. Kaşlarım çoktan çatılmıştı. Işte benim hayatım böyleydi. Ne zaman işler yoluna girse veya mutluluğun bir parçası bana uğrasa mutlaka bir sorun çıkıyordu. Üstelik benim için halâ daha yanında çalıştığım biri olarak bahsetmesi yok muydu! Ellerimi ani gelen sinirle saçlarıma geçirdim, ona aldırmadan odadan çıktım. Bir yandan merdivenlerden inerken bir yandan da telefondan Osman'ın numarasını bulmaya çalışıyordum. Giray arkamdan bana seslenmeye devam ederken onu umursamadım. Telefonumu kulağıma yaslarken açmasını bekledim.

"Buyur yeşilin elli tonu olan kurabiyem?"

Bana sesleniş şekline göz devirirken, bir ara bunun için onu dövmeyi aklıma not edip direk konuya girdim.

"Osman bizim mahzeni ayarla birazdan oraya geliyoruz. Biz gelene kadar da Samet Özkoç ismini bir araştır. Yarım saate ordayız."

"Tamam yeşil gıda boyası katılmış kurabiyem."

Başka bir şey demeden telefonu kapatıp cebime koydum. Yağız ve Poyraz merakla bana bakarken, Giray'ın hemen arkamda olduğunu biliyordum.

"Hadi bakalım bizim mekâna geçiyoruz."

Yağız bilgisayarını alınca bilmiş bir şekilde sırıtıp bilgisayarı elinden alarak masanın üzerine koydum.

"Emin ol ona ihtiyacın olmayacak. Orda bu bebekten çok daha iyileri var."

SOĞUK SEMT   Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin