10/Neon ışıklar

6.4K 420 118
                                    

Sen sanki içimde sana ayrılan bir odada,
Bir köşeye atılmış otları tutuşturuyorsun.

Lale Müldür

***

Oyalanacak başka bir şey bulamayınca yeniden raftaki dosyaları düzelterek ortak pencereden Kartal'ın ofisine kaçamak bir bakış attı Nilüfer. Adamla şu katta bulunan herkesin maaşını kesmek konusunda yeniden konuşmak istiyordu. Onun yüzünden başkalarının da mağdur olacağını düşünmek, günlerdir midesine ağrılar saplanmasına neden oluyordu. Bu meseleyi bir an önce halletmeliydi ki gidip onunla ne derdi olduğunu öğrenmek için Melsa'yla konuşabilsin. Şimdi giderse dikkat çekmekten korkuyordu. Zaten Kartal'ın bakışlarını her an üzerinde hissediyordu. Derince iç geçirdiği sırada Oktay'a dönerek "Neydi adamın adı?" diye sordu. "Çıkmadı mı hala?"

Oturduğu yerden göz ucuyla ofisinde aile dostlarından biriyle sohbet eden adamı izleyerek cevap verdi Oktay. "Aslan Nedim Saygın."

Nilüfer sonunda yerine geçtiğinde koltuğunu hafifçe öne iterek masayla arasındaki mesafeyi kapattıktan sonra bakışlarını, muazzam bir yan profile sahip adamın üzerinde gezdirdi. İsmi Aslan Nedim Saygın'dı, öğrendiği kadarıyla iki adamın babaları yakın arkadaştı ve adam oldukça başarılı bir mimardı. Üzerine özel dikildiği her halinden belli olan İtalyan kesim takım elbisesiyle koridorda arzı endam ettiğinde bir anda ilgi odağı olmuştu adam. Nilüfer daha önce bu kadar karizmatik bir adam görmediğine emindi. Aslan Nedim Saygın, tüm o ihtişamını, göz alıcı güzelliğini ve karizmasını tabiatına uygun, sıradan birer ayrıntı haline getiriyordu. Adamı çekici kılan asıl şey de tam olarak buydu. Oturduğu yerde daha iyi görebilmek için gözlerini kıstı Nilüfer. Kartal'la epey samimi bir sohbeti sürdürüyor gibi görünen adam - öyle olduğuna emindi - otuz, otuz beş yaşlarında olmalıydı. Açık kahve saçları havalı bir şekilde kesilmiş, ensesi düzgünce traş edilmişti. O da Kartal gibi sakal bırakmış ve eğer Nilüfer yanlış görmüyorsa sol kaşında birbirine simetrik iki ben vardı. Biri şakağında, diğeriyse onun dört parmak önünde, kaşının üstündeydi.

Adamı incelediği sürenin gereğinden fazla uzadığı fark ederek toparlandı genç kız. "Adam karizma kelimesinin karşılığı olarak yaratılmış sanki," diye mırıldandı hayranlığını gizlemeye gerek görmeden. "İsme bak, Aslan Nedim Saygın."

"Kartal Bey'in de aşağı kalır yanı yok." Nilüfer'in telaşla bakışlarını yere indirdiğini fark etmesine rağmen konuşmasını sürdürdü. "İkisi aynı familyadan ne de olsa."

"Aslan Bey de mi fazla mesafeli ve soğuk, çalışanlarına karşı?"

Oktay, Nilüfer'in sesindeki meraktan dahi ürkerek tedirgince sorduğu soruya karşılık gülümsemeden edemedi. Kızın bakışlarını üzerine çekmek için sessizlikle geçirdiği saniyeler amacına ulaşırken kaşlarını manidar bir meydan okumayla kavislendirerek "Kısa zaman öncesine kadar," diye cevap verdi. Kızın merakına yenik düşerek Aslan Nedim Saygın'a çevirdiği gözleri yeniden kendine döndüğünde devam etti. "Asistanına aşık oldu." Kızın güzelliği gözlerinin önünde şekillenirken durup gülümsedi. "Gülşah Arpaşin. İhsan Arpaşin'in kızı, televizyonda falan görmüşsündür belki." Nilüfer'in yaklaşarak sesini sır verir gibi alçalttı. "Şiir gibi kız, gencecik. Onca adamın içinden, Aslan Nedim Saygın'ı seçti."

Nilüfer'in kaşları şaşkınca çatıldı. "Kaç yaş var ki aralarında?"

"On iki."

SevdakederHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin