16/Nil (1. Kısım)

4.8K 361 66
                                    

***

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

***

Kadını dalga sesinden dokumuşlardı.
Ay ışıklı ve kumsallı.
Kırılıyordu.

Birhan Keskin

***


Arabanın durduğunu fark ettiğinde başını önüne eğerek Kartal'a kaçamak bir bakış attı Nilüfer. Açıkçası, Kartal sorduğunda düğünden nikâh kıyıldıktan hemen sonra ayrılacaklarını tahmin etmemişti ancak tam da öyle olmuştu. Görebildiği kadarıyla adam onu alıp deniz kenarında sakin bir yere getirmişti. Kartal'ın bir şey söylemeye gerek görmeden arabadan indiğini görünce o da kendi tarafındaki kapıya uzandı. Arabadan indiğinde soğuk hava nedeniyle üşüdüğünü hissederek titreyen omuzlarını kendine çekerken rüzgârda savrulan saçlarıyla baş etmekte zorlanarak parmaklarını aralarına geçirdi. Saçlarını geriye çekerek kafasını kaldırdığında Kartal'ın çok yakınında olduğunu fark ederek nefesi kesildi. Dudaklarını sıkıca birbirine bastırırken adamın kokusunun ciğerlerinden içeri sızarak onu yavaş yavaş ele geçirdiğini hissederek gürültüyle yutkundu. Adama bu kadar yakın olmak tüm hayati fonksiyonlarının felç geçirmesine neden oluyordu. Soluğu kesiliyor, boğazı düğümleniyor, başı dönüyordu. Kartal'ın üzerindeki etkisinin şiddetiyle baş etmekte zorlanıyordu.

Onun, ceketini nazikçe omuzlarına bıraktığını geç de olsa fark ederek parmak uçlarıyla kumaşı kavradı. "Teşekkür ederim."

Kartal cevap vermek yerine başını umursamazca sol omzuna doğru eğerek elini Nilüfer'in ince beline yerleştirdi. "Gel, şöyle oturalım." Onun yönlendirmesiyle karşıdaki banklardan birine oturduklarında bir şey arıyormuş gibi çevrede gezdirdiği bakışlarını sonunda kıza çevirdi. "Sıcak bir şeyler içmek ister misin?"

Nilüfer de kısa bir süre bakışlarını yol boyunca gezdirdikten sonra, ileride içecek satan birilerinin olduğunu fark ederek Kartal'a döndü. "Olur."

Adam dönüp kız için bir bardak çay istedikten sonra bakışlarını karşıya çevirip denizi izlemeye başladı. Nilüfer'in göz ucuyla onu izlediğini fark etmesine rağmen tepki vermeden bakışlarını bir süre denizin karanlık sularının üzerinde oyaladı. Kızı buraya konuşmak için getirmişti ancak nereden başlayacağını bilmiyordu. Kelimelerle arası hiçbir zaman iyi olmamıştı ama yine de yanında oturan yeşil bakışlı, ürkek kız için elinden gelenin en iyisini yapmak istiyordu. Bir bardak çayla birlikte yanlarına gelen adamın sesiyle bakışlarını çevirdi. Nilüfer adama sıcak bir gülümsemeyle teşekkür ederken Kartal'ın tek yapabildiği yutkunmak olmuştu. Gülüşü, gözlerindeki yeşil denizi yakamozlar gibi tutuştururken adamın elinden daha başka ne gelebilirdi ki? Çok çok, Nilüfer'in güldükçe güzelleşen yüzünü izleyerek ona yeni baştan tutulurdu.

"Düğünden bu kadar erken ayrılmamızın," derken sesi öyle naif çıkmıştı ki bu haliyle ancak bir kelebeğe kanat olabilirdi. Gözlerini kaldırıp, adamı çaresiz bırakan bir cesaretle gözlerini buluşturdu. "...bilmem gereken bir nedeni var mı? Yoksa konuşmak istediğin için mi öyle erkenden..."

SevdakederHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin