20/Bir cevabım var mı?

3.4K 201 40
                                    

***

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

***

Bağırsam neye yarar, nasılsa duymazlar.
Ben bir kömür ocağının onulmaz göçüğüyüm;
İçimde cesetler ve daha ölmemişler var.

Metin Altıok

***

Başını isyanla kaldırarak dolu dolu gözlerle Kartal'a baktı Nilüfer. "İdil gelmiş bu sabah," derken kulağına fazlasıyla çaresiz gelen sesi kaşlarının çatılmasına neden oldu.

Kartal evvela bakışlarını kaçırdı. "Canını sıkmak istemedim."

İlk o anda aralarına aşamayacağı bir uzaklık girdiğini hissetti Nilüfer. Hem de iliklerine kadar... Kartal'ı onun uzağına savuran bir şey, aynı zamanda İdil'in kıyılarına yaklaştırıyordu. İkisi, Nilüfer'in bilmediği, daha doğrusu Kartal'ın bazı ayrıntılarını bilhassa sakladığı ortak bir geçmişe sahipti. Üstelememeye karar verdi. "Anlıyorum," dedi sessizce, bakışları yerde, iki eli de kucağındaydı. "Söylediğin gibi olsun." Ardından aralarındaki sessizliğin sinsi bir yılan gibi boğazına çöreklenerek nefes alıp vermeyi onun için bir mücadele haline getirdiğini fark edince gözlerini kapatıp açtı hızla. Kartal hala ayaklarının dibinde diz çökmüş bir halde bekliyordu ve adamın bu hali, ruhunun sızlayarak gövdesinden akıp gitmesine neden olmak üzereydi. Titreyen parmakları sarsak hareketlerle saçlarını geriye iterken ayağa kalkmaya hazırlanarak "Neyse," diye mırıldandı. Adamın da onunla aynı anda toparlanarak ayağa kalktığını görünce sızısı biraz olsun dinen ruhunu yerinde tutmak istercesine ince parmaklarını göğüs kafesine bastırdı. Yutkunarak son bir cesaretle gözlerini Kartal'ın gözlerine dikti. "Ben gideyim."

Adım atmasına dahi fırsat tanımadan bileğine dolanan soğuk parmaklar, başını çevirip Kartal'a bakmasına neden oldu. Adamın tutuşundaki zarif çaresizlik kaşlarını çatarak sessizce dudaklarını aralamasına neden oldu, tam o noktada teninin sızlayarak inceldiğini hissediyordu. Öyle ki eğer Kartal biraz daha onu böyle tutmaya devam ederse tüm zarafetine rağmen adamın çaresizliği, tuzla buz olmasına neden olacaktı. Kartal onu böyle tutarsa, Nilüfer öteye bir adım dahi atamazdı.

Kızın aralık dudakları bir şey söylemek için aceleyle atılmasına neden olurken, bakışlarını Nilüfer'in bileğini kavraya parmaklarından çekerek "Ben de çıkacağım," diye mırıldandı Kartal. Yalan söylüyordu; erken çıkmak şöyle dursun, o kadar çok işi vardı ki mesaiye kalsa yeriydi ama Nilüfer'i, yaptıkları konuşmadan sonra bir başına göndermek istiyordu. Yalan söylediği için kapıldığı suçluluk duygusu nedeniyle kaçırdığı bakışlarını tekrar Nilüfer'in yüzüne çevirdi. "Birlikte gidelim."

Belki babasını çocuk yaşta kaybettiği için, Nilüfer yapı itibariyle istediği şeyler olsun diye direten insanlardan değildi. Kartal'ın isteğini sessizce kabullendi bu nedenle. Plazadan çıkıp Kartal'ı bekleyen arabaya bindiğinde bakışlarını camdan dışarı çevirerek etrafı izlemeye başladı, sessizlik üçüncü bir kişi gibi aralarında oturuyordu sanki. Aslında aralarındaki sessizliği dağıtmak için gündelik konulardan bahsetmek, konuşacak bir konu bulmak çok da zor değildi ama Nilüfer konuşmaya niyetlendiği anda kendini tutamayıp İdil'i sormaktan çekindiği için sessizliği sürdürmeyi tercih ediyordu. Gerçi sorsa Kartal'dan bir cevap alacağı kesin değildi ama adamın sessizliğiyle de onu inciteceğini bildiğinden hiç konuşmamak, gözüne çok daha iyi bir seçenek olarak görünüyordu.

SevdakederHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin