19/Bataklıklar ve çiçekler

3.4K 225 59
                                    

***

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

***

Çünkü aşk başta anlam olmak üzere pek çok şeyi karşısına alır, huzuru örneğin, kararlılığı ve dengeyi. Kendi kendine sözler verirsin. Boşunadır.

Barış Bıçakçı

***

Kartal'ın ofisinin önüne geldiğinde derin bir nefes alarak heyecanını bastırmaya çalıştı Nilüfer. Ayrıldıktan sonra doğruca eve geçmiş, hızlıca kahvaltı yaptıktan sonra Levent'in manidar bakışları altında hazırlanarak evden çıkmıştı ama şansına, yollarda öyle yoğun bir trafik vardı ki adeta milim milim ilerlemişlerdi. Parmakları zarifçe çiçekli eteğinin uçlarında kıpırdanırken Kartal'ı izlemenin derin sarhoşluğuyla başının dönmeye başladığını hissederek kuruyan dudaklarını ıslattı. Adamı her görüşü, yüreğinin ona duyduğu hayranlıkla kabararak kaburgalarına baskı yapmasına neden oluyordu. Nilüfer’in kalbi her seferinde zarif bir sızıya tutuluyordu. Kartal'ı izleyerek biraz daha kapının önünde dikilmeye devam ederse diğer çalışanların tuhaf bakışlarına maruz kalacağını bildiğinden derin bir nefesle çenesini kaldırarak kendine güvenli görünmeye çalıştı. Ardından ileri doğru bir adım atarak ofisin kapısını araladı. Sesleri duyup başını kaldıran adamla göz göze geldiğinde kaşlarını çatarak olduğu yerde durakladı.

Kartal öyle yorgun görünüyordu ki.

Hala sabah gördüğü kâbusun eskisinde olabileceğini düşünerek gülümsemeye çalıştı. Hızlı adımlara onu gördüğünde ayağa kalkan adama doğru yürüdü. “Nilüfer...”

Nilüfer? Kartal'ın hitabı yüreğinde ince bir burkulmaya neden olduysa da belli etmedi kız. Ne olduğunu anlamaya çalışırcasına gözlerini ilgiyle adamın yüzünde gezdirdi. Sabah da morali çok iyi değildi ama sabahki hali, bu haliyle mukayese dahi edilemezdi. Teni o kadar solgundu ki Nilüfer, Kartal'ın hasta olabileceğini dahi düşünmeye başlamıştı. Rengi çekilmiş dudaklarının cansız bir gülümsemeyle titrediğini fark ettiğinde canının yandığını hissederek biraz olsun daha iyi hissetmesini sağlamak istercesine Kartal'ın ellerinden kavrayıp aradaki bir adımlık mesafeyi de kapattı.

“İyi misin?”

Kartal kaşlarını çatarak yorgun yüz hatlarını iyice belirgin kılarken “Başım ağrıyor biraz,” diye mırıldandı.

Söylediği koca bir yalandı ama İdil'in gelişiyle, içine düştüğü ruh hali arasındaki bağlantıyı nasıl izah etmesi gerektiğini bilmiyordu. Nilüfer’e yalan söylediği için mutlu değildi ama zihnini saran hastalıklı düşünceler ona başka bir yol bırakmıyordu.

Nilüfer, sıkıntıyla kıvrılan dudaklarının elmacık kemiklerini belirginleştirmesine neden olurken yumuşacık sesiyle “Benim yapabileceğim bir şey var mı?” diye sordu.

SevdakederHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin