14 ? 'Mektup'

398 106 27
                                    

Çtır... Çıtırrrrtt...

Kapının kilidinden çıkan bu sesler, Burak'ın çarpan kalbinin daha bir hışımla çarpmasına neden olmuştu. Şenol'un anahtar deliğine soktuğu maymuncuğun sebep olduğu bu ses, sessizliğin hâkim olduğu koridorları doldurmuştu. Burak, çıkan sesi başka kimsenin duymadığından emin olmak için etrafına bakındı. Şenol de bir süre işine ara vermişti. Sessizliğin tekrar koridorları yutmasıyla işine devam etti. Kapının açıldığından emin olmak için Şenol, kapının kilidini birkaç kere yoklamıştı. Kapı kolunun aşağıya indirilmesiyle aralanan kapıyı gören Burak'ın, Şenol 'e duyduğu şaşkınlığı daha da katlanmıştı.

Burak, içinde doğan sevinçten dolayı kendine kızmıştı. Yaptıkları hiç hoş değildi ve kendisin de yavaştan Şenol'e benzediğini fark etmişti. Sıktığı yumruklarıyla derinlerde doğan bu sevinci geriye itti. İçindeki saflığı Şenol'un kirli işleriyle bozmamalıydı. Annesi hep onu terbiyeli ve dürüst bir çocuk olarak yetiştirmişti. "Canım anneciğim. Benim iyi biri olmamı isterdin hep. Şimdi düştüğüm şu durumlara bak!" diye düşündü. Yanağından akıp giden bir damladan irkilmişti. Düşüncelerini bir kenara bırakıp Şenol'un ne yaptığına baktı.

Şenol, maymuncuğu cebine sıkıştırmaya çalışıyordu. Sonunda düzgün koyduğundan emin olunca tahta oymalarla süslenmiş eski kapıyı ittirdi. Çıkan tiz ses nedeniyle refleks olarak geriye doğru sendeleyince Burak'a çarpmıştı.

"Dikkat etsene seni aptal!" dedi sessizce Şenol. "Bizi duyacaklar senin yüzünden."

Sadece omuz silkerek karşılık verdi Burak. Kendisi hiçbir şey yapmamıştı ve bunu biliyordu. Boşuna laf çatışmasına girmek istemiyordu.

Şenol, ikinci defa kapıyı ittirmek için hareketlenmişti. Kapı çok fazla gıcırdıyordu. Sanki doğal bir alarm gibiydi. Kapıyı yavaşça ittirince sesin yine çıktığını fark etti. Her bir milimde ses, çığ gibi yükseliyordu. Yere çömelerek kapının yerle birleştiği noktayı inceledi. Kapı birkaç santim farkla aşağıya doğru yamulmuştu ve bu ses o yüzden çıkıyordu. Yıllar önce çok güzel gözüktüğü belliydi ama zaman içinde kapıda eskimiş, yerini yeni model kapılara bırakmıştı. Ancak yetimhanenin cimri müdürü, kapıları değiştirmekten yana değildi.

Kapıyı incelemeye devam ederken Şenol'un eli, ensesine gitti. Ensesindeki sıcaklığın gereğinden fazla arttığını fark etmişti. Biri sanki ensesine sıcak nefesini üflüyordu. Boynunu yavaşça arkasına döndürdü. Çünkü hızla döndürürse ondan da ses çıkabileceğinden şüpheleniyordu.

"Enseme doğru soluyup durma. Huylanıyorum. Sen hiçbir işe yaramıyorsun bari şu kapıyı nasıl açacağımız hakkında fikir ver."

Burak, hızlı hızlı soluduğunu fark etmemişti. Merakından Şenol'e iyice sokulmuştu ve farkında olmadan nefesini Şenol'un ensesine solumuştu.

"Gelmeyeyim diye ben sana demiştim." dedi içinden Burak. Korktuğu için dışından konuşmaktan yana değildi.

Eskiden evlerinin garaj kapısında da böyle bir sorun vardı ve Burak buna bir çözüm bulmuştu. Tam olarak çözüm sayılmazdı ama en azından sorunun büyük kısmını azaltıyordu.

"Şimdi kapıdan bir adım uzaklaş. Böyle bir kapıyla daha önce de karşılaşmıştım."

Şenol'un geriye çekilmesiyle kapının yanına yaklaştı. Kendisine büyük gelen yünlü kazağının kollarını sıvadı. Tahta kapının çürümeye yüz tutmuş kolunu sımsıkı tuttu. Eğer işe yararsa başarabilirlerdi ve sonunda mektubuna kavuşurdu. Lakin başaramazlarsa sonları iyi olmazdı.

Gözlerini kapattı. Gözlerini kapatırsa kendini güvende hissediyordu ve sorunun çözülmesine yardımcı olacağını hissediyordu. İçinden saymaya başladı.

Zamana DirenenlerHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin