Bölüm 23 - Denetleme

244 34 5
                                    

Yetimhane

Gün ağarmasıyla birlikte ağaçlarının dallarının arasındaki yuvasına tünemiş birkaç güvercin, yeni doğan güneşin ışıklarıyla uykularından uyandılar. Tüm canlı âleminin düştüğü telaşa onlar da katılış, sık ağaçların arasında uçuşuyorlardı. Sabahı aç geçirmemek için birbirleriyle rekabete giriyor, bir alçalıp bir yükselerek yem arıyorlardı.

Kuşlardan biri, gruptan ayrılarak yetimhanenin bahçesine etrafında uçmaya başladı. Aşçının her sabah yaptığı bu düzene o da alışmıştı. Aşçı artık yemekleri hayvanların yemesi için arka bahçeye bırakır, o çevredeki hayvanlara ziyafet verirdi. Şimdilik yemek artıklarının etrafında bir hayvan gözükmüyordu. Demek ki daha erkendi.

Usulca süzülerek ekmek kırıntılarının olduğu bölüme geldi ve hızlı bir şekilde işini bitirmek için kırıntıları gagalamaya başladı. Arada sırada yer değiştiriyor, olabildiğince çok karnını doyurmaya çalışıyordu.

Yarım metre ötesine düşen taş paçasından ürkerek aceleyle orayı terk etti. Bugünlük bu kadarla yetinmek zorunda kalacaktı.

İkinci bir taşın yanından uçarak yere düşmesiyle yönünü değiştirerek ağaçlıkların arasına daldı ve gözden kayboldu.

Şenol, etrafına öfke kusarak çöp konteynırını tekmeledi. Konteynırın bu kadar sert olabileceğini hesaplayamadığı için yaşadığı acıyla içinden kendine sövmeye başladı. Tek ayağının üzerinde sıçrarken acıyan ayağını ellerinin arasına aldı. Acısının biraz hafiflemesiyle ayağını tekrar yere koyabilecekti. Bu, birkaç saniyesini bile almamıştı

Elindeki son taşı ağaçların oraya doğru gelişi güzel fırlattı ve sinirle gerisin geri yemekhane girişine doğru yürüdü. Giriştiği son hırsızlık olayı ona pahalıya patlayacaktı. Bunun farkındaydı ve aldığı birkaç habere göre yetimhanede öğretmenler tarafından kontrol yapılacaktı. Tam olarak ne zaman yapılacağını araştırmıştı ve sonuçlar ona birkaç hafta öncesini göstermişti. Fakat yanılmıştı. Kontrol bugün ikindi vaktine yakın saat aralığında yapılacaktı.

Bu geç edindiği bilgiyle telaşla yemekhaneye yöneldi. Yemekhanenin tahta kapısından girerken hızını kesti ve normal davranmaya çalışarak masaları kontrol etmeye başladı.

Yemekhane, günün bu saatine göre bir hayli kalabalıktı ve öğrenciler gruplar halinde masalara dağılmış, kahvaltılarına başlamışlardı.

"Nerede olabilirler?" diye mırıldandı kendi kendine. Kahvaltıya gelmiş olmaları gerekiyordu. Yanından geçen bir öğretmene yol vermek için geri çekilirken gözü bir kız çocuğuna takıldı. Bu kızı birkaç defa Ömer'in yanında görmüştü.

Normal adımlarla sıraya ilerleyen kıza doğru ilerledi. Onu gözden kaybetmemek için biraz hızlanmaya başlamıştı ki yanından geçen bir kişiyi görmeyerek omzuna çarpışınca yalpalayıp dengesini kaybetti.

Tam çarpıştığı kişiyi azarlayacakken o kişinin tarih hocası olduğunu fark etti ve kelimeleri boğazında düğümlendi. Şu an da söyleyebileceği kelimeleri tararken hocanın konuşmasıyla aklındaki kelimeler teker teker silindi.

"Bu kadar dikkatsiz olmaman gerektiğinin herhalde farkında olmalısın genç adam. Biliyorum, sıra kapmak için acele ediyorsun ama benim yerimde müdür olsaydı sonuçlarının bu olmayacağını bilmesin."

Bu kadar kolay yırttığına şaşırırken, "Peki hocam. Daha dikkatli olurum. İyi günler." sözcükleri ağzından istemsizce dökülmüştü.

Zamana DirenenlerHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin