Bölüm 16

2.3K 106 2
                                    


          Her geçen gün, ilişkimizi daha da güzelleştirirken, ilk defa onun kollarında uyuduğum o gecenin üzerinden tamı tamına 2 ay 10 gün geçiyor. O sabah iki aydır neredeyse her gün yaptığım gibi ardı arkası kesilmeyen öpücüklerle Güven’i işe uğurladıktan sonra çayımı alıp, bilgisayarın başına geçiyorum. Merakla izlediğim bir dizinin yeni gelen bölümünü açmak üzereyken telefonum çalmaya başlıyor. Beni arayabilecek tek kişi var; o da işe daha yeni uğurladığım Güven. Telefonu panikle elime alıyorum ancak ekranda beliren, kendisinden aylardır hiç bir haber alamadığım bu ismi görünce, kalbimi ele geçiren paniğin yerini, şaşkınlık alıyor. 

''Tanju Bey?'' ses tonum, gizlemeye pekte çaba harcamadığım şaşkınlığımı hemen ele veriyor.

''Neden şaşırdın arayacağımı söylemiştim.'' Diyor, attığı küçük kahkahalar eşliğinde.

''İki ay önce. "

" İşlemlerin uzun süreceğini de söylemiştim. Bir sorun varsa beni arayabilirdin. Numaram kayıtlıydı sana verdiğim telefonda. " 

      Güven'le yaşadığım rüya gibi günler bana olan biteni öylesine unutturmuştu ki; Tanju Bey’in varlığı, beni Güven’in karşısına çıkartıp, bu eve getiren tüm olaylar ve diğer her şey uçup gitmişti aklımdan. Kendimi normal bir insan gibi hissetmeye, belki de hayatımda ilk defa yaşımın gerektirdiği gibi yaşamaya başlamıştım. O, beni arayana kadar Tanju Bey'i aramak aklımın ucundan bile geçmemişti, dahası numarasının bu telefonda kayıtlı olduğunu bile ancak o arayınca fark edebilmiştim.

''Bir sorum yoktu aslında.''

''Güzel. Haberler iyi, artık varlıklı hayatını yaşamaya başlayabilirsin. Sadece ofisime uğrayıp bir kaç imza atman gerek.''

''Olur. Neredeydi ofisiniz?'

''İyi misin sen? Bu akşam zengin olacaksın diyorum sana, insan heyecanlanır biraz.’’

        Benden olumlu bir dönüş almak için beklese de; sessizliğimle yetinmek zorunda kalarak devam ediyor konuşmasına, ‘’Konum atarım. İşlemlerin çabuk bitmesini istiyorsan hemen gel.'' Az önceki heyecanlı sesinden eser bile yok; benim tepkisizliğim onunda hevesini söküp alıyor içinden.

''Tamam. Görüşürüz.''

''Görüşürüz.'' 

       Tanju Bey’in yaşadığı bu şaşkınlık, çok yerinde bir tepki aslında; eğer yerinde bir tepki vermeyen birisi varsa o kişi kesinlikle ben olmalıyım. Bu büyüklükte bir servete sahip olmuş birisinin, üstelik bu kişinin başını sokacağı bir çatısı olmadığı için Murat gibi bir insana sığınacak kadar ya da hiç tanımadığı adamların evlerine sorgusuz sualsiz gidecek kadar çaresiz olduğunu düşünürsek, şu anda mutluluktan, heyecandan ne yapacağını bilememesi gerekirdi normalde. Ancak hayatımdaki her şey bu kadar yolunda giderken bile anlam veremediğim garip bir his kaplıyor içimi; en ufak bir hatanın bile her şeyi tepetaklak edebileceği düşüncesinden kurtulmayı başaramıyorum bir türlü.  

      Aylardır hakkında konuşmadığımız para, benim o servet için yapmak zorunda olduğum her şeyi unutturmuştu bana; o gri gözleri silinmişti aklımdan,  her şey kötü bir kâbustan ibaretti artık benim için. Kalbimde filizlenmeye başlayan ve bana oldukça yabancı olan bu duygular, bu aşk; kalbimin çirkinliğini, istediğimi elde etmek söz konusu olduğunda aştığım sınırlarımı, aslında başıma gelen tüm bu mucizeleri hiçte hak etmediğimi tamamen silmişti aklımdan. Ancak hakkım olmayan bu miras, her şeyi somut bir hale getirecek, beni gördüğüm bu rüyadan uyandırıp, kendi gerçekliğimden kaçmamı imkânsız hale getirecekti.

Hayatımın Teklifi Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin