Bölüm 12: Bakire 150

476 45 63
                                    

***

TAEHYUNG, MUHTEMELEN DİĞER ODAYA gitmek için Jimin'in kendi otel odalarından ayrılışını izledi. Oğlan bir markete gitmek için de çıkmış olabilirdi ama sanmıyordu, arkadaşının büyüklerden izin almadan ya da haber vermeden bir şey yapmayacağını biliyordu. Özellikle de Jungkook olayından sonra, kimse biraz dolaşmak için dışarı kaçmak istemiyordu ve bu da Taehyung'un işini zorlaştırıyordu. Kimse çıkmadığı için kendisinin ortadan kaybolması dikkat çekiyordu. Ve her zaman etrafında ona sorgulayıcı bakışlarını diken birileri vardı, genellikle Hoseok, ona sanki babasıymış gibi bakıp kaşlarını kaldırırdı. Ama Taehyung Hoseok'un sadece kendisine öyle baktığını fark ettiği için bu bakıştan nefret mi ediyordu yoksa tam tersine hoşlanıyor muydu emin değildi, ki muhtemelen bu kötü bir şeydi. En küçükleri gecenin bir yarısı dayak yemiş halde geldiğinde bile ona böyle bakmamıştı, ama Taehyung şimdiden bir sürü kere o bakışı kazanmıştı, özellikle de Jimin'le uğraştığı zamanlar.

Dünkü davranışını arkadaşlarının zorbalık olarak gördüğüne hala inanamıyordu. Gerçekten sırf şaka olsun diye Jimin'i tutup köprüden aşağı atacak kadar salak olduğunu mu sanmışlardı? İstese de yapamazdı zaten, oğlan kucağında tekmeler savurup durmuştu ve Jungkook'un da tutmasına rağmen neredeyse kurtuluyordu. Tamam, önemli olan nokta orası değildi, böyle diyerek kendini savunamazdı belki ama doğru olan buydu. Sadece öylesine oyalanıyordu, ciddi bir amacı yoktu. Ama Hoseok buna zorbalık demişti ve sonra Yoongi burnunu sokunca anında kötü bir şeymiş gibi gözükmüştü. Taehyung bunu beklemeliydi aslında, konu ne zaman Jimin olsa genç adamın maydanoz olma huyu vardı. Yardım ettiğini düşünüyor olmalıydı ama tam tersine sadece oğlanın bir korumaya ihtiyacı varmış gibi gösteriyordu, oysa onun kesinlikle yoktu: Jimin kendi başının çaresine bakabilirdi, dıştan küçük gözükse de hızlıydı ve isteyince kıçınıza tekmeyi basabilirdi.

Taehyung odanın karşısına bakmak için kafasını çevirdi ve kapının kapanma sesini duydu, ses uykusunda olan Jungkook'u hafifçe sarstı. Taehyung'un diğer ikiliyi uyandırması iyi olurdu ama önce elini yüzünü yıkaması gerekiyordu o yüzden sonra uyandırmaya karar verdi. Ama önce bir şeyi kontrol etmek istedi, önemli bir şeyi. Yatağından aşağı indi ve eğilerek diğer yatağın altından en genç olanın botlarına uzandı. Elini içine sokup dibine koyduğu paraları yakaladı. Bozukluk yoktu, onlar kotunun cebindeydi, ama hepsine ihtiyacı yoktu, çoğunu görse yeterdi. Paraları çıkarıp hızlıca baktıktan sonra geri yerine koydu ve dönüp Hoseok'un yerde buruşmuş bir şekilde duran kotuna uzandı. Onun da ceplerini kontrol edip sahip olduğu para miktarını sayarak öncekininkine ekledi. Sonra kendi botlarını kontrol etti ve derince iç geçirdi.

67,000₩.

Bu, diğer arkadaşlarınınkiler hariç geriye kalan tüm paralarıydı. Taehyung paraları elinde oynattıktan sonra tekrar botunun içine koydu. Geçen gün Seokjin'in tüm o yemeği almasına karşı çıkması gerektiğini biliyordu, kendisi bedavaya marketten abur cubur çalabilecekken sıcak yemeğe bir dünya para vermelerine gerek yoktu. Otel masrafları ve Namjoon'un rahmetli araba için adlığı benzinlerle de birleşince, paralarının çoğunu harcamışlardı ve tehlikeli olan alt sınıra yaklaşmak üzereydiler. Herkesin parasını birleştirerek bir ya da iki gecelik daha otel kiralayabilirdiler ama Taehyung mümkünse onların başka hiçbir won harcamalarını istemiyordu. Tamam, ilk etapta bu kadar para biriktirmeleri çok da zor olmamış olabilirdi ama Taehyung şimdiye kadar çok şanslı olduklarını düşünüyordu. Bu iş çok çalışmak ve şans gerektiriyordu, arkadaşlarının ise şu anda ikisine de sahip olmadığı barizdi. Her şeyden yorulmuşlardı: yollar, boş mideler, maceranın kendisi, ve eğer onlara tekrar bulaşık yıkayıp park banklarını ovalamaya geri dönmeleri gerektiğini söylerse muhtemelen hepsinden dayak yerdi. Bu da onlara söylemeden bir şekilde kendi başına para kazanması gerekiyor demekti, çalarak veya tamamen başka bir şeyi satarak olsa bile.

Brotherhood | [Türkçe Çeviri]Where stories live. Discover now